Şimdi Ara

Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
6 Misafir - 6 Masaüstü
5 sn
43
Cevap
5
Favori
2.128
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hifi tarihine geriye dönük şöyle bir baktığımızda bazı stereo hifi cihazların zaman içinde bir kült ya da ikon haline geldiğini görüyoruz. Bu cihazlardan benim aşina olduklarıma birlikte şöyle bir yakından bakalım istiyorum. Listede 8 cihaz var ama liste istenirse uzatılabilir, benim unuttuklarım olmuş olabilir elbette, onları da isteyen ekleyebilir.


    1.     Technics SL-1200 MK2 Pikap.


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Stereo dünyasında belki de hiçbir cihaz SL-1200 kadar efsaneleşmemiştir. 1972-2010 arası kesintisiz 38 yıl üretildikten sonra Panasonic üretimini durdurdu ama 2016’da tekrar üretime başladı. Kısaca 45 yıldır üretiliyor, inanılır gibi değil. 1972’de SL-1200 olarak hayatına başlayan pikap 1979’da SL-1200 MK2 sürümüyle kısa sürede en popüler pikaplardan biri haline geldi. Özellikle DJ’ler, gece kulüpleri, radyo istasyonları ve kayıt stüdyolarının neredeyse standart ekipmanına dönüştü. Öyle ki, DJ olmanın ilk koşulu bir SL-1200 MK2 pikaba sahip olmaktı. Neden özellikle DJ’ler ve gece kulüpleri bu cihazı çok benimsedi derseniz, cevabı cihazın direct-drive yani kayış kullanmayan doğrudan tahrik mekanizmasına sahip olması ve yüksek torklu bir “hall-effect” BLDC motor kullanmasında yatıyor; böylece DJ’ler plakları parmaklarıyla bastırıp tutarken, güçlü motor sayesinde plak tablası altta dönmeye devam edebiliyor ve böylece ses fekti yaratabiliyorlar ya da plakları ileri geri itip çekerek de ses efektleri yaratabiliyorlar. Bunu kayış tahrikli pikaplarla yapmak pek mümkün değil, hatta direk tahrikli pikapların pek çoğunda bile mümkün değil. Cihaz bunların yanı sıra düşük wow-flutter (motor hızında yüksek ve düşük frekanslı dalgalanmalar) değerleriyle de göz dolduruyordu. Kaya gibi sağlam, ömürlük ve ağır şasesi de akustik geri beslemeyi önlemede çok etkili oluyordu. Bende bu pikabın Lenco tarafından üretilen bir klonu var ve gayet memnunum. Evet, patent süresi 2004’te dolduktan sonra çok sayıda firma bu pikabın klonunu üretti. Bunlardan biri de Lenco ve hala üretiyor. Bir diğeri Audio-Technica AT-LP120 serisi, hatta model adındaki 120 rakamı 1200'ün kısaltılmışı! Denon'un DJ'ler için ürettiği  DJ Prime VL12 de bir SL-1200 klonu. Tabii, Technics’in kendisi de Premium sınıfa konuşlandırarak üretmeye devam ediyor. Technics eskiden premium (high-end) bir marka değildi, Sony, Pioneer, Aiwa vs ayarında ürünler üreten bir firmaydı. Panasonic 2010’ların başında markayı sonlandırdı ama 2014’dan itibaren markayı geri getirdi fakat segment atlatarak… Technics artık lüks bir marka olarak pazara konumlandırıldı Panasonic tarafından. Techncis şimdi Mark Levinson, Anthem, Mcintosh, Audio Research, Kronos vs ayarında lüks bir marka.



    2.     Yamaha NS-10 Raf Hoparlörü

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Yamaha tarafından 1978-2001 arasında üretilen bu raf tipi 2-yollu akustik hoparlör tüketici pazarını hedefleyen bir bileşendi ama tüketici pazarında pek başarılı bir satış grafiği çizmemiş. 80’li yılların sonlarında bu hoparlörle ilgili High Fidelity dergisinde (aboneydim) bir makale okumuştum. Hoparlör ilginç bir şekilde stüdyo kayıt mühendisleri tarafından çok tutuldu, öyle ki, bir ara neredeyse her stüdyoda bir takım varmış, ki hala bir çok stüdyoda bulunduğu söyleniyor. Kayıt stüdyosu mühendislerinin bu hoparlörü çok tutmasının ve mühendisler arasında bir efsane haline gelmesinin nedeni kötü kayıtları hemen ele vermesiydi. Akustik kabinli, 18 cm kağıt bas ve mid sürücüsü ile 35 mm tiz sürücüsü olan bu hoparlör düz bir frekans eğrisine sahip değildi. 2 Khz civarında +5 dB kadar bir sıçrama ve baskın sayılabilecek tizleri söz konusuydu. Dengeli bir ses çıktısına sahip olduğu söylenemezdi o yüzden ama hoparlörün öyle bir tonlaması vardı ki, iyi ses verdiği kayıtlar hemen çoğu tüketici hoparlöründe de iyi ses veriyor, kötü ses verdikleri de yine kötü performans gösteriyordu. Bu nedenle kayıt stüdyoları bu hoparlörü standart ekipman listesinde baş köşeye yerleştirdi ve yakın-alan monitör hoparlörü olarak kullandı ve kullanmaya devam ediyor. Özellikle rock ve pop kaydı yapan stüdyolarda üretimi 2001’de durmasına rağmen hala kullanılıyor.



    3.     Bose 901 I-VI Hoparlör 1968-2016

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Bose ürünlerini hemen hiçbir odyofilin sevmediği söylenir. Zaten bu hoparlörün incelemelerinde de ses kalitesinin en ince detayları verecek kadar iyi olmadığı dile getirilir  ama buna rağmen 901 serisi hoparlörler tam 48 yıl boyunca üretilip satıldı çünkü sıradan tüketiciler hoparlörü çok beğenmişlerdi. Bir kere konvansiyonel bir hoparlör değildi 8’i arkada 1’i önde 9 eşit ve tam-yollu hoparlörü vardı ve hu sürücüler harici bir (aktif) ekolayzır ünitesi tarafından sürülüyordu. Bose’un patronu MIT hocası profesör Amar Bose yansıtmalı sesle çok ilgiliydi ve hoparlörlerini hep yansıtmalı ses konseptine göre tasarlıyordu. Halefi 2201 serisi de yansıtmalı hoparlörlerdi. Yani ses doğrudan hoparlörden değil, duvardan geliyordu. Burada amaç konser ortamını evde yaratmaktı ama bunun bir bedeli olarak müzikteki çok ince detaylar kayboluyordu. Zaten sürücülerin hepsi tam-erimliydi. Her bir hoparlör tüm frekansları kapsıyordu. 901 oldukça şık ve dekoratif bir görünüme de sahipti.  Bose 48 yılda bu hoparlörün 6 sürümünü üretti ve çok çok iyi sattı. Muhtemelen en uzun süre üretilmiş hoparlördür veya birkaç hoparlörden biridir.



    4.     Linn-Sondek LP12 Pikap


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    İngiliz üretici Linn yüksek kaliteli ürünleriyle tanınır ama bir ürünü vardır ki zamanla bir

    efsaneye dönüşmüştür. Hala satışta olan (dün baktım, Sahibinden’de 322 bin TL etiketi vardı.) Sondek LP12 kayış tahrikli klasik bir pikap. Yaylı iç şaseye ve tek noktadan yataklı bir tasarıma sahip. Muhtelif kol ve kartuşlarla kullanılabiliyor, kollu satıldığı gibi kolsuz da satın alınabiliyor. Pikap İngiltere’de üretilen en önemli birkaç hifi cihazından biri olarak kabul ediliyor ve gelmiş geçmiş en yetkin tüketici pikapları arasında yapılan karşılaştırmalarda hep ilk 3 sırayı paylaşıyor. Ben alır mıydım bilmiyorum. Bir kere çok pahalı. Clear Audio’nun Concept serisini çok beğeniyorum. Muhtemelen Clear Audio’yu tercih ederdim fiyat/performans açısından. Not: Clear Audio Mcintosh pikaplarının da OEM üreticisidir.



    5.     Mcintosh C33 kontrol amfisi


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Hifi dünyası ile ilgilenip de Mcintosh markasını duymamış kimse yoktur sanırım. Hifi’nin Rolls Royce’u diyebileceğimiz Mcintosh’un hemen her ürünü efsanedir ama bir tanesi öne çıkıyor: C33 kontrol amfisi. Aslında bir ön amfi ama üzerinde 5 band ekolayzır, Compandor ve 2 x 20W surround hoparlörler için güç amfisi katı da barındırıyor. Çıktığı yıllarda bir çok hifi ödülüne layık görüldü. Hifi dergileri incelemelerinde ve lab testlerinde öve öve bitiremediler. Öğrenciyken hayallerimi süsleyen bir ön amfiydi kendisi ama tabii her Mcintosh ürünü gibi çok pahalıydı. O yüzden sadece hayallerimi süsleyebildi. Şimdilerde 2. elleri "vintage" piyasasında yine yüksek fiyatlara alıcı buluyor. C33 muhtemelen bugüne kadar üretilmiş en etkili birkaç ön amfiden biridir.



    6.     B&W Nautilus Hoparlör

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    B&W olarak kısaltılan Bowers & Wilkins’i de bilmeyen yoktur sanırım. Hem İngiltere’nin hem de dünyanın en iyi hoparlör üreticileri arasındadır. B&W 1993 yılında o zamana göre çok radikal ve çok devrimci bir tasarıma sahip Nautilus serisini piyasaya sürdü. Nautilus’un temel felsefesi sese karşı transparan yani sesin karakterini değiştirip renklendirmeyen bir kabin tasarımı arayışı üzerine bina edilmiştir. Kabinler öyle ya da böyle sürücülerin sesini etkilerler, kendi renklerini sese yansıtırlar. Nautilus büyük olasılıkla dünyada üzerine en çok ar-ge yapılmış ve para harcanmış hoparlördür. Üretime hazır hale gelişi uzun yıllar almıştır. Söylemeye gerek yok, tasarım B&W’ye patentlidir. Nautilus hem kulağa hem göze hitap eden efsane bir hoparlördür ve 1993’den beri ve hala üretilmektedir.



    7.     Nakamichi Dragon Kaset Dek

     

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Kaset deklerin ejderhası, tartışmasız dünyanın 1 numaralı kaset dek üreticisi Nakamichi’nin amiral gemisi Dragon’u da hifi dünyasında bilmeyen yoktur. Pek çok eleştirmen tarafından dünyanın en iyi deki kabul edilir. Bazıları en iyi dek olarak Tandberg 910 veya 3014’e işaret ederler, hatta bazıları Revox B215’e işaret etse de çoğunluk yine Nakamichi’nin bir deki olan ZX-1000L ile Dragon’u dünyanın en iyi dekleri olarak kabul eder. Dragon’u diğer deklerden ayıran en temel özelliği Nakamichi’nin NAAC  adını verdiği otomatik azimut hizalama sistemidir. Sistem çalma (playback) esnasında azimut sapmasını ölçerek dekin kafasını dinlenen kasetin azimutuna hizalayarak yüksek frekans çalma kaybını önler. Bunu Nakamichi dışında sadece Marantz SD-930 dekinde yapabildi. Nakamichi’nin yanılmıyorsam CR serisinde de NAAC vardı ama CR serisi Sankyo’nun transportlarını kullanıyordu. Velhasılı Nakamichi Dragon manuel bias, seviye ve eq ayarlamaya izin veren, dahili osilatöre sahip doğrudan tahrikli, çift asimetrik kapstanlı muhteşem bir dekti. 1982-1994 yılları arasında üretildi, keşke fiyatlar uçmadan bir tane edinseymişim. Hatta 3-5 tane edinseymişim. 2000-2005 arası çok uygun fiyatlara satılıyorlardı, şimdi aç gözlü satıcılar ve internet yüzünden piyasası uçmuş durumda.



    8.     Ampex ATR-102 Makara Teyp Dek 1976-1982

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Ampex bir Amerikan markası ve teyp dek üreticisi. Philips 1960’larda kaset teybi üretmeden önce evlerde makara teyp dekler kullanılırdı ve Ampex ABD’deki en tanınmış makara teyp dek üreticilerinden biriydi. Makara deklerin kaset deklere ses kalitesi açısından bariz üstünlükleri vardır. Makara deklerin en büyük sorunu kullanım zorluğu ve taşınabilir olmayışlarıdır ama ses kalitesi olarak CD formatı ile yarışırlar çünkü 7,5 ips ile 30 ips arasında sarım hızlarında çalışabilirlerken, kaset dekler ancak 1,9 ips hızında çalışabiliyorlar. Manyetik kayıtta hız arttıkça analog ses kalitesi de artar, parazit zemini alçalır ve dinamik erim artar. Kısacası makara teypler kasetten de plaktan da üstündür. Zaten dijital çağ öncesi stüdyo kayıtları makara deklere yapılırdı ki hala makara deklere kayıt yapan stüdyolar var. Özellikle plak kayıtlarını paralel olarak makara deklere yapmaya devam ediyorlar. Ampex’in bu modeli de makara deklerin Ferrarisi olarak bilinir ve üretildiği yıllarda Studer ile birlikte kayıt stüdyolarında en çok kullanılan makara dek modeli olmuştur. Peki bu listede ne işi var derseniz, model aslında 2 kanal yani tüketici tipi ama kayıt stüdyoları genellikle 8-16 kanal dekler kullanırlardı sonra "down-mix" edip 2 kanala indirirlerdi. Ampex 2 kanal olduğu için odyofiller tarafından da büyük rağbet gördü çünkü üretilmiş 2 kanallı makara dekler içinde tahminen en iyisiydi. ATR-102 zamanla bir stereo efsanesine dönüştü. Kuşkusuz ev için fazla hantaldı ama kullanım kolaylığı, kalitesi ve sağlamlığı onun birçok eve girmesini sağladı. Bugün hala ayakta kalabilmiş 2. elleri çok yüksek fiyatlara alıcı bulabiliyor.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 13 Mayıs 2023; 19:28:22 >







  • Nautilus acayip bir şey yahu sesine aşık olmamak mümkün değil bir örnek ;



    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI BileşenleriSound Sommelieryoutube
    Bowers & Wilkins NAUTILUS Loudspeakers are driven by 4 Burmester 036 Power Amplifiers Recorded at: IL TEMPIO DEL SUONO International Hifi Store info@iltempiodelsuono.it Via G. Pascoli 32 - Lissone (MB)- Milan, Italy #SoundSommelier #BowersandWilkins #Nautilus
    https://www.youtube.com/watch?v=6GoH3EPN5CU
  • Technics SL-10


    Efsane olamasa da zamanında ses getiren bazı stereo ürünleri de paylaşmak aklıma geldi. Ara ara bu başlık altında böyle ürünleri paylaşmak istiyorum sizlerle.


    Geçmişin stereo dünyası hayli zengindi ve bu zenginlik ilginç ürünler de ortaya çıkardı. Bunlardan biri Technics SL-10. 1979 yılında piyasaya sürüldüğünde ilk doğrusal/teğetsel iz sürmeli pikap değildi ama küçüklüğü ve yekpareliği ile yine de türünün ilk örneği sayılırdı çünkü izleyen yıllarda bir dizi taklidi piyasaya sürüldü.


    Pikap iğnelerinin bağlı olduğu kollar genelde 2 tiptir:


    1. Sabit (pivotal iz sürme)
    2. Hareketli (paralel/doğrusal/teğetsel iz sürme)


    Sabit kollu iz sürmenin temel bir tasarım problemi vardır. Plaklar basılırken kesimi yapan metal kol açtığı plak yivinin izdüşümüne daima 90 derece açıdadır. Pivotal kollu iz sürmede ise doğal olarak bu 90 derecelik açı sağlanamaz. Aradaki açı farkı iz sürme hatası olarak adlandırılır. İz sürme hatasından kurtulmak isteyen üreticiler bir kaç teknoloji geliştirmişlerdir. Bunlardan en bilineni hareketli iz sürme kolu kullanmaktır. Kol bir noktadan sabit değildir, plak yivini izlerken kaide döndükçe dışardan içeriye doğru hareket eder ve yive hep 90 derece açıda kalarak iz sürme hatasını elimine eder. Bu türün ilk örnekleri Rabco marka pikaplardır. Sonra Bang & Olufsen Beocord 4000 modeliyle bu teknolojiyi benimsedi ve onu Technics SL-10 modeliyle izledi.


    Technics SL-10'u öncekilerden ayıran 2 temel özelliği vardı: Bir kere çok küçüktü, boyutları sadece plak kabı kadardı. İkincisi dik olarak hatta ters çevrilerek bile kullanılabiliyordu. Technics bu modeli üretirken masraftan kaçmadı ve en kaliteli elektronik bileşenleri (mesela evladiyelik kapasitörler ve quartz-locked stepper motor, mikroişlemci, die-cast alüminyum şase vb.) kullandı. Ses kalitesi en iyi pikaplarla karşılaştırılabilecek kadar iyiydi. Pikap çok tutuldu ve Panasonic'in üretim kapasitesini aşan bir taleple karşılaştı. Bunun üzerine üretimi daha basit olan SL-7 modeli de piyasaya sürüldü. Onu programlanabilir SL-15 ve en ucuz modeli SL-5 izledi. Technics olağanüstü talep karşısında daha sonra bir seri (SL-Qx) daha piyasaya sürdü ama SL-10 içlerinde en çok ses getiren ve en çok talep gören oldu. SL-10 Technics'in P-Mount adını verdiği tak çıkar kartuşlar ve MC tipi bir kristal kullandı.


    Pikap yıllarca iyi sattı ve stereo Hifi dünyasında rakiplerine ilham veren bir model olarak sağlam bir yer edindi.


    1979 Technics SL-10



    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri
    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri




  • Acoustic Research AR9 (1978-1982)


    Bir kült/ikon haline gelemese bile endüstride çok ses getirerek efsane haline gelen ve çok beğenilen stereo bileşenleri serime devam ediyorum.


    Ben AR9'dan ziyade onun devamı olan AR9LS ce AR9LSi ve 90'ların başlarına kadar üretilen modellerine aşinayım. Ancak izleyen bu sürümlerin AR9 kadar ses getirmediğini ve tutulmadığını biliyorum. O nedenle AR9 konu mankenimiz olacak.


    Önce biraz Acoustic Research'tan söz edelim. Firma 50'li yıllarda ABD'de kuruluyor ve ilk ürünü AR1 raf tipi hoparlörü çok tutuluyor. Onu AR2 ve AR3 izliyor. AR3 o kadar başarılı oluyor ki Acoustic Research'ın (kısaltması AR) ABD hoparlör pazar payı %32'ye yükseliyor. Aynı yıllarda AR-XA adında bir de pikap piyasaya sürüyor ve o da çok tutuluyor. Firma tüm bu yıllarda raf tipi akustik hoparlörleriyle tanınan bir firma haline geliyor. Ancak firma 60'ların sonlarında el değiştiriyor ve Teledyne firması tarafından satın alınıyor. 70'li yıllarla birlikte pazar payı giderek küçülmeye başlıyor. Bu gidişatı durdurmak için 1978 yılında ilk defa yer tipi yani raf tipi olmayan bir hoparlör, AR9 piyasaya sürülüyor.


    AR9 kule tipi bir akustik hoparlör, yani portlu değil, bass-reflex değil. AR9 4 yollu bir hoparlör. 2 adet 30 cm woofer, 1 adet 20 cm alt-orta frekans hoparlörü, 1 adet 4 cm üst-orta frekans hoparlörü ve 1 adet de 2 cm kubbe tipi tweeter ile donatılmış. kapasitans 4 ohm. Yüksekliği 132 cm. 30 cm çapındaki woofer'lar öne değil yanlara bakıyor. Crossover frekansları 18 dB/oktavlık geçişlerle 200, 1200 ve 7000 Hz. Hoparlör düşük harmonikli ve tok baslara sahip. Zamanının en düz frekans eğirilerinden birine de imza atıyor, hatta kimi çevrelerde ve bir çok hoparlör üreticisi tarafından referans kabul ediliyor.


    Hoparlör mükemmele yakın berrak ve duru tonalitesi, geniş sahnesi, dengeli frekans dağılımı ve 20 Hz'e kadar inen bas frekansı gibi özellikleriyle rakipleri arasında hemen öne çıkıyor ve görece cazip lansman fiyatı sayesinde de çok tutuluyor, çok satıyor. Bugün bir öokları tarafından efsane kabul edilen bu hoparlör hifi tarihinde iz bırakan seçkin bir model olarak belleklerde yerini alıyor.


    Acoustic Research AR9



    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri
    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri



    Bir

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Bu arada Acoustic Research hala aktif bir marka ancak artık eski adıyla Audiovox olarak bilinen Amerikan tüketici elektroniği devi VOXX grup çatısı altında bir marka ve maalesef eski görkemli günlerinin aksine sıradan BT hoparlörde kullanılan bir marka haline gelmiş durumda. Bunun da nedeni VOXX çatısı altında Klipsch, Pioneer, Onkyo, Jamo, Magnat, RCA, Heco gibi bir sürü audio markasının bulunması. Haliyle VOXX AR'nin çatısı altındaki Klipsch, Jamo, Magnat, Heco gibi hoparlörcülere rakip olmasını istemedi, marka konumlandırması yaptı. AR'ye de sıradan küçük BT hoparlörler düştü.


    AR Speakers : Home





  • Güzel paylaşım teşekkürler.



    Yamaha ns 10m ile uzun yıllar çalıştım, hemen hemen her studyo da 1 çift vardır.


    flat referans alınan bir sound a sahiptir.

  • focusrite kullanıcısına yanıt

    Rica ederim. Beğendiğiniz için teşekkür ederim. Böyle efsane olmuş stereo bileşenleri elimden geldiğince paylaşmak istiyorum.

  • Sony Walkman Efsanesi ve WM-D6C


    Sony Walkman hifi dünyasına ait sayılmasa da stereo müzik cihazlarının bir üyesi olarak neredeyse sarsıcı bir devrim yarattı. İlk piyasaya sürüldüğü 1979 yılından üretiminin tümüyle sona erdiği 2010 yılına kadar Sony tam 200 milyon walkman kasetçalar sattı. Yeryüzünde hiçbir stereo müzik cihazı bu kadar çok satmamış, tüketici alışkanlıklarını bu kadar çok değiştirmemiştir. Şuraya 1979 yılında piyasaya sürülen ilk Walkman kasetçaların bir resmini koyalım ve asıl konumuz olan WM-D6C Professional’a dönelim:


    1979 Sony TPS-L2

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Sony Walkman’i piyasaya sürmeye tereddütlüydü çünkü insanların bunu benimseyeceğinden emin değildi. İnsanlar evde müzik dinliyordu ya da arabalarında (genellikle radyo) dinliyordu. 70’li yıllarda portatif kaset çalarlar vardı ama onlar genel olarak müzik dinlemek için değil, sesleri kaydetmek için kullanılıyorlardı ve sürekli yanında taşınabilecek kadar da hafif ve küçük değillerdi. Üstelik stereo değil monoydular. Bu kasetçalarların 2 örneğini aşağıya kopyaladım. 70’lerde Türkiye bu kasetçalarlarla Almancılar sayesinde tanıştı. Bu da bir dip not olsun.


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri
    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri


    Her neyse, Sony risk aldı ve Walkman’i piyasaya sürdü. Tabii hikayenin gerisini biliyorsunuz, Walkman satışları anormal seviyelere ulaştı, Sony talebe yetişemez oldu. Bu müthiş başarı sonrası Sony bir sürü yeni model daha piyasaya sürdü. Onu rakipleri izledi. Sony’e Walkman kategorsinde en önemli rakip zamanla Aiwa oldu fakat JVC’den Teac’a ve Panasonic’e bir çok Japon firması Walkman üretip sattı. Hatta Teac’ın 80’lerin sonlarında piyasaya sürdüğü DBX gürültü önleme sistemli PC-7RX üst seviye walkman’ini hala hatırlarım. Fotosu aşağıda. 90’ların başlarında da Aiwa walkman piyasasında alıp başını gitmiş, Sony’den çok ciddi bir pazar payı kapmıştı. Zaten Sony daha sonra Aiwa’yı satın aldı.


    Teac PC-7RX

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Walkman öyle başarılı oldu ki 80’lerde bir teknoloji ve kültür ikonuna dönüştü. O kadar ki, sırf walkman yüzünden jogging yapanların sayısı ABD’de %30 artmıştı. Ve yine walkman sayesinde ilk kez 80’lerde önkayıtlı kaset satışı plak ve CD satışını geçmişti. 80’ler ve hatta 90’lar deyince ilk akla gelecek teknoloji nesneleri arasında walkman daima ilk sıralarda yer aldı.


    Artık Walkman’in 80’lerdeki nirvanası Sony WM-D6C’den söz etmenin zamanı geldi. Sony 1984 yılında bu isimle piyasaya yeni bir model sürdü. Ancak bu model bir çok alışılmadık özellik içeriyordu. O yıllarda kaset deklerde yeni yaygınlaşmaya başlayan Dolby C gürültü azaltma sistemi bunlardan biriydi. Mevcut Dolby C çipleri kaset dekler düşünülerek yapıldığından ve walkman’e sığmayacağından Sony sadece bu model için kendisi yeni bir Dolby C çipi içeren bir entegre devre üretmek zorunda kaldı. Modeldeki üstün özellikler arasında lazer amorf kafa, quartz PLL motor, kayıt seviyesi göstergesi, line-in, line-out, teyp selektörü (normal/cro2/metal), teyp sayacı, pil göstergesi vb. sayılabilir. Bunların pek çoğu başka model walkman’lerde olmayan özelliklerdi. Model 4 AA pille veya harici 6V güç kaynağı ile kullanılabiliyordu. Modelin çalma ve kayıt kalitesi giriş seviyesi kaset deklerle kıyaslanabilecek kadar iyiydi. Örneğin wow&flutter WRMS standardında %0,04, frekans aralığı tip 1 (normal) kasette 40-15000 Hz ve S/N oranı Dolby C tip 4 kaset ile 71 dB seviyesindeydi. Bu değerler çoğu giriş seviyesi kaset dekle az çok kıyaslanabilir düzeydeydi. Onun için Sony modele “professional” logosunu ekledi.


    Model gerçekten de hifi kategorisinde değerlendirilmeyi hak ediyordu. Sony bu modeli uzun yıllar 2 nesil halinde üretti. İlk nesilde yer alan lazer amorf kafa, 2. nesilde yerini daha ucuz ama daha dayanıklı ferrik (permalloy) kafaya bırakmıştı. Keza ilk nesildeki PCB 2. nesilde yerini yüzey monteli PCB’ye bırakmıştı ama temel olarak cihazın teknik özellikleri pek değişmemişti.


    Sony WM-D6C 80’li yıllarda walkman’lerin nirvanası oldu. Stereo dünyasında iz bırakan cihazlar arasında anılmayı hak ettiğini düşünerek ve walkman’e atıfta bulunmak amacıyla listeye aldım.


    Sony WM-D6C


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri
    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri
    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri




  • Bu da benim emektar.. o dönemin sony kulaklıklarını arıyorum, orijinaller sadece ebay da var çok üzücü



    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri
  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt

    Çok yakışıklı bir cihaz (Sony WM-D6C)   İnsanın kullanmasa bile alıp evin bir yerinde saklayası geliyor.  

  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Ben yanılmıyorsam 1997 veya 98'de eşime bunu almıştım Doğubank'tan:


    Sony WM-FX665


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri
  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Evet, pek yakışıklı bi şey değil ama pek maharetli abisi.

  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt

    Doğrudur. Bir de Walkman'den sonra Discman furyası vardı. Kaset kadar iz bırakmadı sanırım.

  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Discman nedense walkman kadar etkili olamadı. Sanırım boyutlarla ilgili bir şey. Walkman discman'den daha küçük, cebe sığıyor ama discman sığmaz.

  • DBX 20/20 Grafik Ekolayzer


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Önce DBX firmasını tanıyalım: DBX 1971’de kurulmuş bir Amerikan audio şirketi. 1979 yılına kadar sadece gürültü azaltma, Dinamik Erim expander ve ekolayzer gibi sinyal prosesörleri üretmiş. 1979’da BSR tarafından satın alınınca CD çalar ve amfi de üretmeye başlamış. Günümüzde Samsung’a ait JBL’in de dahil olduğu Harman International çatısı altında faaliyet gösteriyor. www.dbxpro.com adresinden ulaşabilirsiniz.


    DBX 70’li ve 80’li yıllarda iyi tanınan bir firmaydı. Kendi adıyla anılan DBX gürültü azaltma teknolojisinin de mimarıydı. O yıllarda çok ses getiren DBX 120 subharmonic synthesizer, DBX 222 ve 224 gürültü azaltma üniteleri ve DBX 228 dinamik erim expander gibi ses getiren sinyal işlemci üniteler başlıca ürünleriydi. 80’lerin sonlarına doğru, 1980 ortaları gibi DBX yeni bir ürün gamını tanıttı. İçlerinde 3BX gibi ünlü modeller de bulunan gamın üyelerinden biri de DBX 10/20 ve 20/20 grafik ekolayzerlerdi. Konumuz bunlardan daha gelişmiş olanı DBX 20/20.


    DBX 20/20’den söz etmeden önce biraz ekolayzerlerden söz edelim. Ekolayzerler seçili frekanslarda audio sinyalini (diğer frekanslara göre) yükseltip alçaltabilen sinyal işleme üniteleridir. Purist (saflık yanlısı) ya da odyofil dediğimiz kişiler bu cihazlardan özenle kaçınırlar çünkü müzik sinyalinde zaten var olan parazit tabanına daha fazla parazit eklerler. İkincisi, yalnızca seçili frekansı etkilemekle kalmazlar, komşu frekansları ya da armonikleri de etkilerler.


    Ekolayzerlerin çoğu 1 oktav banddır. 1 oktav aşağı yukarı baz frekansın 10 adet katlarından oluşur. Örnek vermek gerekirse şöyle bir örnek verebilirim: 31,5 Hz, 63 Hz, 125 Hz, 250 Hz, 500 Hz, 1 KHz, 2 KHz, 4 KHz, 8 KHz ve 16 KHz. Bu nedenle ekolayzerler çoğunlukla 10 banddır. Bazı ekolayzerler 15 veya 18 banddır. En gelişmiş grafik ekolayzerler ise 1/3 oktavdır yani 31 banddır. En basit ve ucuz olanları ise 5 veya 7 banddır. Sinyal yoluna eklenen her cihaz gibi ekolayzerler de sinyale kendi gürültülerini ve distorsiyonlarını eklerler. Ancak müzik kaynağınız pikap, radyo ya da kaset çalarsa, bunların S/N oranları ekolayzerlerin S/N oranlarından düşük olduğu için bu durum o kadar önemli olmayabilir. Tipik bir vintage ekolayzerin S/N oranı 75-90 dB arasındadır. Oysa ortalama bir pikabın S/N oranı 65-70 dB civarında seyreder. Pikabın S/N oranı biraz komplike bir konudur. Bazı pikaplarda bu oranı yayınlamazlar, onun yerine motor ve mil yatağı gürültüsü olan “rumble” figürlerini yayınlarlar. Pikabın S/N oranı kartuşun MM ya da MC olmasına göre değişebilir.  Bazı kaynaklar ise pikabın değil plağın S/N oranı olduğunu savlarlar. Onlara göre pikabın S/N oranı olamaz. Ancak bu görüşün doğru olabilmesi için kartuştan gelen sinyalin doğrudan amfiye iletilmesi gerekir. Oysa günümüzde çoğu pikap phono amfisi ile donatılmıştır. Ben elektronikçi olmadığım için doğrusu nedir bilemem. Bütün bildiğim çoğu pikap üreticisinin S/N oranını yayınladığı. Örneğin Project’in popüler pikabı Debut III için sitesinde S/N oranı -65 desibel olarak veriliyor ama “rumble” değeri yayınlanmamış. Technics’in sitesinde ise SL-1200 için “rumble” -78 dB olarak veriliyor ama S/N oranı yayınlanmamış. Biraz karışık bir konu. Biri elektronik gürültü, diğeri mekanik gürültü. Neyse pikap meselesini gereksizce uzattım, asıl konumuza dönelim…

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    DBX 20/20 dünyanın ilk otomatik ekolayzeri. Otomatikten kasıt ise oda akustiğinin spektrumunu ölçüp ona uygun bir eşitleme eğrisini otomatik olarak ayarlaması. Bu işlemi günümüzde pek çok AV alıcısı yapıyor. Alıcıyla birlikte verilen kalibre edilmiş bir mikrofonla oda akustiğinin spektrumu ölçülüp otomatik olarak odaya uygun bir spektrum eğrisi oluşturma işinin atası, ilk örneği işte bu ekolayzer. Spektrum analizi ve otomatik kalibrasyon DBX 20/20 ile başladı. İşte bu nedenle DBX 20/20 özel ve kendisinden söz edilmeyi hak eden bir ekolayzer. Kuşkusuz DBX 20/20’den önce de spektrum analizi yapan ekolayzerler vardı. Örnek olarak ADC SS-315X böyle bir ekolayzerdi. Ama onlar akustik düzeltmeyi otomatik yapmıyordu. Oda akustiğininin spektrumunu analiz ediyor ama düzeltme işini kullanıcıya bırakıyordu. DBX 20/20 içindeki bilgisayar mikrofonun konumuna göre oda akustiğinin spektrumunu ölçüyor ve buna uygun eşitleme eğirisi uygulayarak bunu 10 bellek lokasyonundan birine atayabiliyordu. Bunları yapabilmek için cihaz içinde şu elektronik unsurları bulunduruyordu: Bilgisayar, SPL metre, “pink-noise” jeneratörü, gerçek zamanlı spektrum analizörü, 10 band grafik ekolayzer ve kalibre edilmiş mikrofon. Tabii spektrum analizörü için bir de LED ekranı vardı. Cihazın kalibrasyon işlemi yalnızca 15 saniye sürüyordu. 10 banda bölünmüş 1 oktavdaki her bir nota +/-15 dB yükseltilip alçaltılabiliyordu ve 9,5 kg’lık ağırlığı ile de göz dolduruyordu.


    DBX 20/20, kardeşi 10/20 gibi zamanının ötesinde bir grafik ekolayzerdi ve otomatik oda akustiği kalibrasyonunu dünyaya tanıtan ürün oldu. Günümüzdeki AV alıcıları/amfileri bu teknolojiyi ona borçludur.

    DBX Amerikan firmasıydı ama bu serideki tüm ürünleri Japonya’da üretilmişti. Bunu da bir dip not olarak belirteyim.


    Eğer piyasada bulabilirlerse grafik ekolayzer almak isteyenlere bu cihazı içtenlikle öneririm. Alırsanız pişman olmazsınız.


    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Not: İleride bir de tanınmış ve aranılan bir parametrik ekolayzeri tanıtmak isterim.





  • güzel konu rep

  • Shure V15 Pikap Kartuşu


    Shure bir Amerikan elektronik firması, mikrofon, kablosuz mikrofon, mikser, pikap kartuşları, dijital sinyal işleme cihazları ve benzerleri ürün gamı içinde yer alıyor. Özellikle mikrofon konusunda çok tanınmış bir firma ama geçmişte adı kaliteli pikap kartuşlarıyla da özdeşleşmiş bir firmaydı ve çok tutulan kartuş modelleri üretti.


    Bunların arasında bir tanesi var ki efsane haline gelmişti zamanında. Shure V15 MM (Moving Magnet) pikap kartuşu. Shure bu kartuşun 5 sürümünü ve sürümler içinde çeşitli alt modellerini üretti. İlk sürüm V15 Type I adıyla piyasaya sürüldü. Onu Type II izledi. Bu sürümler izleyen sürümler kadar çok tutmadı. V15 efsanesi Type III ile başladı ve Type V ile sonlandı. En çok tutulan sürümleri Type III ve V oldu. 80’li yılların en aranılan, en çok tutulan ve beğenilen kartuşuydu V15 serisi. Bu kadar tutulmasının ardında çok üst düzey performansı – rakiplerine kıyasla - görece makul bir fiyata sunabilmiş olmasında yatıyor. V15’in en beğenilen yanı geniş sahnesi ve vibrant ses karakterinin yanı sıra benzersiz iz sürme kabiliyetiydi. Frekans tepkisi +/-2 dB içinde 20-20.000 Hz olarak ölçülmüştü. MM olduğu için 47 kiloohm’luk yükle kullanılması öneriliyordu. Kartuşun bir diğer kayda değer üstünlüğü çok ağır kollar dışında hemen her kolla uyum sağlamasıydı. Kola montaj kolaylığı hakkında bir bilgim yok ama eminim kolay monte ediliyordu.


    Shure V15 Type III

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Kısaca özetlemek gerekirse, Shure V15 pek çokları tarafından üretilmiş en iyi pikap kartuşu olarak kabul edilirdi. Tabii buna yüksek kaliteli ve premium MC kartuş kullananlar pek katılmazdı ama hi-fi dünyasında yaygın kabul gören bir görüştü V15’in üretilmiş en iyi kartuş olduğu. Shure V15 geçmişin kült/ikona haline gelmiş hi-fi ürünlerinden biri olarak stereo tarihinde seçkin bir yer aldı.


    Shure V15 Type V

    Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri

    Bildiğim kadarıyla maalesef Shure artık pikap kartuşu üretmiyor, kartuş işini bıraktı. Sitesine girdiğimde de ürünleri arasında kartuş göremedim.





  • güzel konu, devamını bekleriz ...   

    Sony FH serisinden efsane denilebilecek model var mı ?..

  • Bayberty kullanıcısına yanıt

    fh-b ve fh-l serisinde neredeyse her model efsanedir diyebiliriz, vx, xgv ve lv serisi sony'lerde aynı;Kült/İkon Haline Gelmiş Stereo HI-FI Bileşenleri 

    sony fh-b 1000 modeli harikadır mesela.

  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.