Şimdi Ara

Türkiye En Çok Çalışan ve En Mutsuz Ülke (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
79
Cevap
0
Favori
2.771
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    quote:

    Orijinalden alıntı: Serdar

    quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    En çok çalışan ülkemiyiz ?
    Benim gördüğüm devlet memurları (zaten mesai saatleri malum) hakikaten çalışmaktan perişan vaziyetteler, hepsinin gözlerinin altı çökmüş durumda (!) Sadece memur mu ? Biz millet olarak geçmişte de bugün de öyle çalıştık ki ama şanssızlık işte maalesef karşılığını alamadık.
    Biz millet olarak tembellikte ilk sıralara yarışırız.

    Bunun cözümü cumartesileri de calistirmak mi yoksa calismayani denetlemek mi?

    Devletteki bu durum taseron firmalarda tam tersiyken bunlara neden dokunan yok? Bu sorgulandi mi acaba?

    O ayrı bir konu.
    Ama fikrimi yazayım. Cumartesi çalışmak yerine mesai saatleri daha erkene alınabilir ve amaç olan enerji tasarrufu sağlanır.
    Romanya AB üyesi bir ülke. Sabah 6 gibi Bükreş'de uyandığımda pencereden baktığımda gördüğüm kalabalık beni şaşırtmıştı. Herkes işe gitmek için yollardaydı. Arkadaşım bankalar dahil 16'da paydos olduğunu söyledi.

    Aynı fikirdeyim, saat sabahın 8'inde kapalı dükkanlar var.

    Memurlar konusunda şunu söyleyeyim başlarında denetleyen biri olmadığı sürece her yerde durum böyledir. **** kargoya şube müdürü varken ve yokken gittim, fark inanılmazdı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: GusFring

    bu anketler yalan... hiçbir değeri yok...zaten ergenekoncu zevat tarafından siyasi propoganda amacıyla kullanılmaya başlaamasındanda anlayabiliyoruz



    Cidden normal değilsiniz siz.
    Yakında Kennedy cinayetini, Pearl Harbour'u falan da ergenekon tiyatrosuna bağlayacaksınız.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: GusFring

    bu anketler yalan... hiçbir değeri yok...zaten ergenekoncu zevat tarafından siyasi propoganda amacıyla kullanılmaya başlaamasındanda anlayabiliyoruz

    Paris merkezli bir şirket ve Ergenekon? Eğer bu ankletin yalan olduğunu düşünüyorsanız, gidin taşeron bir şirkette çalışın. Bakalım gerçek miymiş yalan mı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 1881

    Artık ipin ucu kaçtı güzel ülkemde.
    Milletvekili denen insanlar azıttıkça azıtıyor, şımardıkça ödenekleri artıyor. Ama gariban (!) halkın sırtına semer vurulmaya devam ediliyor. Daha da garip olan aynı halk her ne hikmetse zamları dahi savunacak kafa yapısında.

    Cidden artık bu kafa yapısından utanmaya ve iğrenmeye başladım.

    keşke verseler herkese 10000 Tl demi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: NovariX

    OECD’nin 40 ülkeyi kapsayan araştırmasının sonucuna göre Türkiye ‘memnuniyet listesi’nde 32’nci sırada yer aldı. Çalışma saatlerine göre de Türk insanı daha çok çalışıyor.

    Paris merkezli Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’nin ‘How’s life’ (Hayat nasıl) raporu, 40 ülkede yürütülen araştırmalar sonucunda insanların yaşamlarından memnun olup olmadığını tespit etti.

    Mutluluk ve refah derecelerini ortaya koyan raporda, Türkiye memnuniyet sıralamasında 32’nci oldu. OECD 11 kriter üzerinden hareketle; gelir, barınma, sağlık ve iş-ev dengesi gibi insanların yaşam kalitelerini ortaya koyacak sorular sordu. Rapor, insanlar için iyi yaşamın ne anlama geldiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, insanlar için en önemli mutluluk kriteri gelir olarak tespit edildi. Bunu sağlık, temiz çevre ve güvenli yaşam çevresi izliyor. Ancak rapora göre, yüksek gelir her zaman iyi yaşam demek değil. Zengin ülkelerde yaşayanlar her zaman ‘en mutlu liste’nin başında yer almıyor, zira sosyal iletişim eksikliği veya güven sorunu baş gösteriyor.

    OECD, raporu şöyle özetliyor:

    “İnsanlar giderek zenginleşirken ve iş olanakları artarken, daha iyi şartlarda barınmak, hava kirliliğinde uzaklaşmak istiyor. İnsanlar giderek daha uzun yaşıyor, daha eğitimliler ve suç oranları azalıyor.”

    İşte, “İşinizi seviyor musunuz? Sağlığınız nasıl? Çocuklarınıza yeteri kadar vakit ayırabiliyor musunuz? Komşularınıza güveniyor musunuz? Genel olarak hayatınızdan memnun musunuz?” gibi soruların sorulduğu raporun sonuçları:
    - Katılımcılara hayatlarından memnun olup olmadıkları sorulduğunda Danimarka en olumlu cevabı vererek 1’inci sırayı aldı. Kanada 2’nci, Norveç 3’üncü olurken Türkiye ise 32’nci, Çin son sırada yer aldı.

    - Katılımcılara “Bugün nasıl hissediyorsunuz” sorusu sorulduğunda Türkiye en az olumlu cevabı vererek sonuncu oldu. Soruya en olumlu cevabı veren ülke Danimarka oldu. 2’nci sırayı İzlanda, 3’üncüyü ise Japonya aldı.
    - Politikada aktif olan ülkeler arasında Norveç, Finlandiya ve Danimarka başta geliyor. Bu ülkede yaşayanların yüzde 60’ı bir politikacıyla iletişim kurduğunu, bir imzaya veya protestoya katıldığını belirtti. En az aktif olanlar ise Türkler, Portekizliler ve Ruslar. Türkiye bu sırada sonuncu oldu.

    - Yeşil çevre olmamasından şikayet edenlerin başında İtalya ve Türkiye geliyor. Türkiye listede 2’nci sırayı aldı. Bu ülkedekilerin üçte biri yeşil alanın az olmasından yakınıyor. Finlandiya, Danimarka ve İsveç ise şikayetçi değil.

    En çok Türkiye çalışıyor

    - Ülkeler arasındaki çalışma saatleri karşılaştırıldığında en fazla çalışan ülke Türkiye olarak belirlendi. Son sırayı ise Hollanda aldı.
    - OECD ülkelerinde işe gitmek için harcanan süre ortalama 38 dakika olarak belirlendi. Türkiye’de ise bu süre 40 dakika veya daha fazla. Türkiye işe gitmek için en fazla süreyi harcayan 3’üncü ülke oldu. İlk sırada Güney Afrika yer aldı.
    - Okul çağında çocukları olan annelerin çalışma oranları ise yüzde 24 olarak belirlendi. Bu listede Türkiye sondan 3’üncü oldu. İlk sırada olan ülke ise Almanya.


    Yüzde 70 havadan memnun

    - Katılımcılara ülkedeki havanın temizliğinden memnun olup olmadıkları sorulduğunda Türklerin yaklaşık yüzde 70’i olumlu cevap verdi. Hava memnuniyeti sıralamasında Türkiye sondan 10’uncu oldu. Suyun temizliği sorulduğunda ise, Türklerin yaklaşık yüzde 65’i memnun olduğunu söyledi. Ancak Türkiye sondan 3’üncü sırada yer aldı.
    - Uzun dönemli işsizlik rakamları kadınlarda ve gençlerde yüksek görüldü. Kadınlar ve erkekler arasında büyük boşluk görülmezken en fazla boşluk Yunanistan’da görüldü. İrlanda’da ise erkeklerde işsizlik oranı yüksek çıktı. Son 15 yıl içinde aşağı yukarı tüm OECD ülkelerinde kadınlar için işsizlik oranı düşüş gösterdi. İspanya, İtalya ve İrlanda’da keskin bir düşüş tespit edilirken, Türkiye ve Çek Cumhuriyeti’ndeyse tam tersi işsizlik oranlarında artış belirlendi.


    İki kişiden biri işinden mutlu

    - Genel olarak tüm ülkelerde yaşlı (55-64 yaş) nüfusun istihdam oranı genç nüfusa göre daha düşük.
    55-64 yaş arası istihdam rakamlarının en düşük olduğu ülkeler: Türkiye, Macaristan, Polonya. En yüksek olduğu ülkeler: İzlanda, Yeni Zelanda, İsveç. 15-64 yaş arası çalışan oranına bakıldığında Türkiye en son sırada yer aldı. İlk sırayı ise İzlanda aldı.

    - İş yeri çalışma ortamından memnun olma: 2005 yılında yapılan bir araştırma baz alınmış. Araştırmaya göre; Danimarka, Norveç, İngiltere, İsviçre, Avusturya, Belçika, Hollanda ve Almanya’da her on kişiden dokuzu işinden hoşnut olduğunu belirtti. Türkiye’de her iki kişiden biri, Yunanistan’daysa her üç kişiden ikisi çalışma ortamından memnun. Türkiye çalışma ortamından en az memnun olan ülke oldu.




    Birde ek 1-2 bilgi. Avrupa'da haftalık çalışma saati ortalama 39.5 saat civarı. Bu Türkiye'de kamu kuruluşlarında 45. Özel sektörde durum dahada vahim. Pekçok kuruluş denetim olmadığı için kölelerini -pardon- işçilerini 70 saat ve hatta daha üzerinde çalıştırıyor.

    Ve bunun üzerine bugün Enerji Bakanımız Sayın Taner YILDIZ'dan "Cumartesi günleri de çalışma günü olsun" şeklinde bir öneri geldi.

    Nedir görüşleriniz?

    Bence yalan bu anket

    Türkiye kadar tatil yapan ülke varmı?

    Okullar haftada 2 kez tatil. Diğer bayramlar var. Bunlarıda hesaba katsınlar. her ayda tatil oluyor. Bence en tembel olması lazım.

    Durumu sevmeyenlerin bir çine gitmesini isterim.Adamlar çalışmaktan afedersin tuvalete gitmiyorlar resmen.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    Bence yalan bu anket

    Türkiye kadar tatil yapan ülke varmı?

    Okullar haftada 2 kez tatil. Diğer bayramlar var. Bunlarıda hesaba katsınlar. her ayda tatil oluyor. Bence en tembel olması lazım.

    Durumu sevmeyenlerin bir çine gitmesini isterim.Adamlar çalışmaktan afedersin tuvalete gitmiyorlar resmen.



    O Çin efsaneleri artık bitmiştir diye düşünüyordum ama hala durumun böyle olduğunu düşünenler varmış demekki.

    Bakın, Çin konusunu detaylı şekilde anlatmak isterim ukalalık olarak algılamazsanız.

    Çin'de bildiğiniz gibi inanılmaz bir üretim var. Dünyanın en büyük üretim üssü konumunda. Gerek yerli markaları gerekse küresel markaların Çin'deki fabrikalarında ciddi bir iş yoğunluğu mevcut. Ancak Çin hükümeti sosyalizmden gelen alışkanlıklarla çok başarılı bir denetim mekanizması geliştirmiş durumda. İşçiler haftada en fazla 48 saat çalışıyorlar ve Türkiye'de sanıldığından çok daha iyi ücretler kazanıyorlar. Fakat baştada belirttiğim gibi bu güçlü üretim mekanizmasının 7 gün 24 saat çalışması gerekliki çarklar dönsün. Bunuda vardiya sistemiyle çözmüşler. Pekçok fabrikanın içerisinde çadırdan bozma lojmanlar var. İşçiler çalışmadıkları süreleri burada geçiriyorlar böylece bu büyük coğrafyada yolda zaman kaybetmiyor ve barınma olanaklarından faydalanıyorlar.

    2008'de okuduğum bir araştırmaya göre Türkiye resmi tatil bakımından en çok tatil yapan 3. ülkeydi. Bu konuda haklısınız. Ancak haftalık çalışma saatleri baz alındığında şuan dünyanın en çok çalışan ülkelerinin başında geliyor.

    Şöyle düşünün; 365 günde biz 40 gün resmi tatil yapıyoruz diyelim. 325 gün kalıyor geriye. Ve ortalama 9 saat çalıştığımızı varsayarsak günde; totalde yıllık 2925 saat ediyor. Ama gelişmiş ve insana "insan" muamelesi yapılan ülkelerde mesela 30 gün resmi tatil var senede. Ama geri kalan 335 günde 2500-2600 saat çalışıyorlar gibi gibi.. (sayılar tamamen örneklem içindir)

    Söylemek istenen budur kısaca. Umarım anlatabilmişimdir.




    Bu arada anket değil bu, bir araştırma sonucu.

    OECD ülkelerinde belli başlı kurumlar tarafından yapılan bu tarz araştırmalara Türkiye Cumhuriyet'inde bazı medya organlarınca 'yalan' dendiğini daha öncelerde de duymuştuk. Yine duyduğumuzda da şaşırmam açıkçası. Fakat TUIK işsizliği 13.4 olarak açıklarken, enflasyon sepetine pinpon topu ekleniyorken OECD'nin bu tarz araştırmaları yapan organizasyonları Türkiye'de işsizliği 15.6 ve enflasyon sepetinde önceliği gıda ve zorunlu tüketim mallarına veriyor.

    Birazcık mantık zaten bütün kadrajı görmeye yetiyor.

    Selamlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ayı Baba -- 15 Ekim 2011; 23:25:28 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: 1881

    Artık ipin ucu kaçtı güzel ülkemde.
    Milletvekili denen insanlar azıttıkça azıtıyor, şımardıkça ödenekleri artıyor. Ama gariban (!) halkın sırtına semer vurulmaya devam ediliyor. Daha da garip olan aynı halk her ne hikmetse zamları dahi savunacak kafa yapısında.

    Cidden artık bu kafa yapısından utanmaya ve iğrenmeye başladım.

    keşke verseler herkese 10000 Tl demi

    10 bine gerek yok, haklarını verseler yeter. Ama O'nu vermezler neden mi:

    Çünkü Bu ülkede insanlar parti liderlerine tapıyor.
    Çünkü bu ülkede parti liderlerinin dediği her şey doğru.
    Çünkü bu ülkede elektriğe, suya vs. zam yapan hükümet kişinin desteklediği hükümetse zamlar eleştirilemez.
    Çünkü bu ülkede zama karşı protesto yaparsan "dinsiz, kominist, irticacı, vs." gibi damgları yemen 10 dakikadan kısa sürer.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kabuska

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: 1881

    Artık ipin ucu kaçtı güzel ülkemde.
    Milletvekili denen insanlar azıttıkça azıtıyor, şımardıkça ödenekleri artıyor. Ama gariban (!) halkın sırtına semer vurulmaya devam ediliyor. Daha da garip olan aynı halk her ne hikmetse zamları dahi savunacak kafa yapısında.

    Cidden artık bu kafa yapısından utanmaya ve iğrenmeye başladım.

    keşke verseler herkese 10000 Tl demi

    10 bine gerek yok, haklarını verseler yeter. Ama O'nu vermezler neden mi:

    Çünkü Bu ülkede insanlar parti liderlerine tapıyor.
    Çünkü bu ülkede parti liderlerinin dediği her şey doğru.
    Çünkü bu ülkede elektriğe, suya vs. zam yapan hükümet kişinin desteklediği hükümetse zamlar eleştirilemez.
    Çünkü bu ülkede zama karşı protesto yaparsan "dinsiz, kominist, irticacı, vs." gibi damgları yemen 10 dakikadan kısa sürer.

    Öyle değil işte.

    Herkes hiç değilse adamlar ekonomide dünyanın en büyük büyümesini yaptılar.Bu en küçük bir detay.

    Ve bu arada Ak Partinin bir alternatifi yok.Diğer partilerin hepsi Anti Akp politikası izliyorlar.Bu izledikleri politika onlara puan kaybettiriyor.Hiç proje veya çözüm üretmiyorlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kabuska

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: 1881

    Artık ipin ucu kaçtı güzel ülkemde.
    Milletvekili denen insanlar azıttıkça azıtıyor, şımardıkça ödenekleri artıyor. Ama gariban (!) halkın sırtına semer vurulmaya devam ediliyor. Daha da garip olan aynı halk her ne hikmetse zamları dahi savunacak kafa yapısında.

    Cidden artık bu kafa yapısından utanmaya ve iğrenmeye başladım.

    keşke verseler herkese 10000 Tl demi

    10 bine gerek yok, haklarını verseler yeter. Ama O'nu vermezler neden mi:

    Çünkü Bu ülkede insanlar parti liderlerine tapıyor.
    Çünkü bu ülkede parti liderlerinin dediği her şey doğru.
    Çünkü bu ülkede elektriğe, suya vs. zam yapan hükümet kişinin desteklediği hükümetse zamlar eleştirilemez.
    Çünkü bu ülkede zama karşı protesto yaparsan "dinsiz, kominist, irticacı, vs." gibi damgları yemen 10 dakikadan kısa sürer.

    Öyle değil işte.

    Herkes hiç değilse adamlar ekonomide dünyanın en büyük büyümesini yaptılar.Bu en küçük bir detay.

    Ve bu arada Ak Partinin bir alternatifi yok.Diğer partilerin hepsi Anti Akp politikası izliyorlar.Bu izledikleri politika onlara puan kaybettiriyor.Hiç proje veya çözüm üretmiyorlar.

    Ben parti savunmuyorum, alternatifinin olmamasının en büyük sebebi yine biziz. 1789 Fransız İhtilaline kadar Kralların da alternatifi yoktu...

    Dünyanın en büyük büyümesini yaptık, size yansıdı mı? Benim bildiğim ülke büyüdükçe halkın alım gücü artar, bizimkisi azaldı. Bu nasıl büyüme?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    Öyle değil işte.

    Herkes hiç değilse adamlar ekonomide dünyanın en büyük büyümesini yaptılar.Bu en küçük bir detay.


    Ekonomide büyüme halka refah artışı olarak yansıtılamıyorsa en basit tabiriyle bir hiçtir!
    İsterseniz %8 değil, %20 büyüsün ekonominiz; bunu halka indirgeyemediğiniz sürece en küçük bir anlam ifade etmez!

    Dünyanın hayat standartları en yüksek ülkelerinin yada daha açık konuşacak olursak sosyo-ekonomik dağılımı ve hayat kalitesi en iyi ülkelerinin o en büyük ekonomiler listesinde çoğu kez yer bulamadığını görebilirsiniz.

    Önemli olan ülkenizin ekonomik büyüklüğü değil, hayat standartlarınızın - bireysel özgürlüklerinizin ve sosyal haklarınızın gelişmişliğidir.

    Türkiye bu kriterler göz önüne alındığında genelde OECD ülkeleri arasında sondan 7. yada 8. ülke oluyor. Bu raporlar her sene açıklanıyor. Ve malesef birileri içeride yaptığı pembeleştirilmiş senaryolar uygulamasını OECD raporlarında uygulayamıyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: GusFring
    bu anketler yalan... hiçbir değeri yok...zaten ergenekoncu zevat tarafından siyasi propoganda amacıyla kullanılmaya başlaamasındanda anlayabiliyoruz



    Ergenekon kadar daş düşşün başınıza, kim var kim yok içeri tıktınız, ekomoniyi, siyaseti, bürokrasiyi, sivil toplumu, medyayı allem edip kullem edip ele geçirdiniz ülkeyi her anlamda siz yönetiyorsunuz yinede en ufak bir olumsuzlukta delikanlı gibi sorumluluğu almak yerine yine sizden beklenildiği gibi topu hayali düşmanlarınıza atıyorsunuz. Ama bu ruh halinizin sorumlusu belli balık baştan kokar diye boşa dememişler.


    Son zamlardan sonra bu ülkenin Başbakanı dün çıkıp "Kalkıp da Porsche kullanacağına Fiat'a bin. Biraz daha düşür harcamayı'' diyebilecek kadar bu ülkenin halinden bir haberse sizinde böyle saçmalamanız normal aslında.


    Mantığı ve aklı bir kenara bırakırsak Başbakanımızda haklı neticede pek çoğumuz otobüslerde ömür tüketmiyor eş, dost ve yandaşları gibi depoyu fulleyip Porschelerimiz ile tozu dumana katıyoruz. Bu nedenle ülkeyi olası krizden korumak için hep beraber kemer sıkmalı Porscheleri elden çıkarmalıyız.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: NovariX
    Ekonomide büyüme halka refah artışı olarak yansıtılamıyorsa en basit tabiriyle bir hiçtir!
    İsterseniz %8 değil, %20 büyüsün ekonominiz; bunu halka indirgeyemediğiniz sürece en küçük bir anlam ifade etmez!

    Dünyanın hayat standartları en yüksek ülkelerinin yada daha açık konuşacak olursak sosyo-ekonomik dağılımı ve hayat kalitesi en iyi ülkelerinin o en büyük ekonomiler listesinde çoğu kez yer bulamadığını görebilirsiniz.

    Önemli olan ülkenizin ekonomik büyüklüğü değil, hayat standartlarınızın - bireysel özgürlüklerinizin ve sosyal haklarınızın gelişmişliğidir.

    Türkiye bu kriterler göz önüne alındığında genelde OECD ülkeleri arasında sondan 7. yada 8. ülke oluyor. Bu raporlar her sene açıklanıyor. Ve malesef birileri içeride yaptığı pembeleştirilmiş senaryolar uygulamasını OECD raporlarında uygulayamıyor.


    Olay budur. Benim cebime birsey giriyor mu? Girmiyor. Okumus adama "kardesim sana is garantisi verdik mi" deniyor mu? Deniyor. Atanamayan ögretmenlere terbiyesizce "git baska is yap kardesim, simit sat" deniyor mu? Deniyor. Bunun üstüne bu güruh "memleket eyiye gedii" diyor mu? Diyor.

    Futbul takimi tutar gibi parti tutanlar gün gelecek evlerindeki ampulü yakacak elektrigin faturasini ödeyemeyecekler, bu da böyle biline!




  • quote:

    Orijinalden alıntı: GusFring

    bu anketler yalan... hiçbir değeri yok...zaten ergenekoncu zevat tarafından siyasi propoganda amacıyla kullanılmaya başlaamasındanda anlayabiliyoruz


    doğrusunu söyleyen Ergenekoncu;
    eleştiren Ergenekoncu;
    muhalefet eden Ergenekoncu,
    o takdirde her ilçeye bir cezaevi yaptırmanız gerekir.
    Ergenekoncu yaftalamasını en çok ağzına dolayanlar bile artık susmaya başladılar,bırakın artık bu kolaycılığı.

    Ben iki kişiden birinin işinden mutlu olduğu sonucuna inanmıyorum,oranın çok daha yüksek olması gerekir.
    Yaklaşık otuz yıldır sanayi sitelerini ve fabrikaları arşınlarım,bu sonuçla alakası yok.
    Hepimizin her gün karşılaştığı esnafın durumu ortada,hangisi memnun?
    Kaymağını yiyenlerin dışında medyada çalışanlar da memnun değil.
    Ekonomimizin yarısı kayıt dışı,sigortasız olarak çalışanların oranı bundan az değildir,bu insanlar nasıl memnun olabilir.
    Memnunum diyenlerin bir bölümü Nasreddin Hoca'nın hesabı ya tutarsa hayalini kuruyorlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: NovariX

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    Öyle değil işte.

    Herkes hiç değilse adamlar ekonomide dünyanın en büyük büyümesini yaptılar.Bu en küçük bir detay.


    Ekonomide büyüme halka refah artışı olarak yansıtılamıyorsa en basit tabiriyle bir hiçtir!
    İsterseniz %8 değil, %20 büyüsün ekonominiz; bunu halka indirgeyemediğiniz sürece en küçük bir anlam ifade etmez!

    Dünyanın hayat standartları en yüksek ülkelerinin yada daha açık konuşacak olursak sosyo-ekonomik dağılımı ve hayat kalitesi en iyi ülkelerinin o en büyük ekonomiler listesinde çoğu kez yer bulamadığını görebilirsiniz.

    Önemli olan ülkenizin ekonomik büyüklüğü değil, hayat standartlarınızın - bireysel özgürlüklerinizin ve sosyal haklarınızın gelişmişliğidir.

    Türkiye bu kriterler göz önüne alındığında genelde OECD ülkeleri arasında sondan 7. yada 8. ülke oluyor. Bu raporlar her sene açıklanıyor. Ve malesef birileri içeride yaptığı pembeleştirilmiş senaryolar uygulamasını OECD raporlarında uygulayamıyor.


    Söyledikleriniz yanlış değil ama şöylede birşey var.Mesela bugün hemen hemen tüm avrupa ekonomik krizla boğuşuyor.yunanistan battı batacak.Dünyanın süper gücü kabul edilen abdde bile kriz var ayaklanmalar var.

    Buna rağmen Türkiyede böyle şeylerin olmaması ve Yabancıların Türkiyeden övgüyle bahsetmesi gibi şeyler var.

    Yani bence biraz şükretmek lazım




  • quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: NovariX

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    Öyle değil işte.

    Herkes hiç değilse adamlar ekonomide dünyanın en büyük büyümesini yaptılar.Bu en küçük bir detay.


    Ekonomide büyüme halka refah artışı olarak yansıtılamıyorsa en basit tabiriyle bir hiçtir!
    İsterseniz %8 değil, %20 büyüsün ekonominiz; bunu halka indirgeyemediğiniz sürece en küçük bir anlam ifade etmez!

    Dünyanın hayat standartları en yüksek ülkelerinin yada daha açık konuşacak olursak sosyo-ekonomik dağılımı ve hayat kalitesi en iyi ülkelerinin o en büyük ekonomiler listesinde çoğu kez yer bulamadığını görebilirsiniz.

    Önemli olan ülkenizin ekonomik büyüklüğü değil, hayat standartlarınızın - bireysel özgürlüklerinizin ve sosyal haklarınızın gelişmişliğidir.

    Türkiye bu kriterler göz önüne alındığında genelde OECD ülkeleri arasında sondan 7. yada 8. ülke oluyor. Bu raporlar her sene açıklanıyor. Ve malesef birileri içeride yaptığı pembeleştirilmiş senaryolar uygulamasını OECD raporlarında uygulayamıyor.


    Söyledikleriniz yanlış değil ama şöylede birşey var.Mesela bugün hemen hemen tüm avrupa ekonomik krizla boğuşuyor.yunanistan battı batacak.Dünyanın süper gücü kabul edilen abdde bile kriz var ayaklanmalar var.

    Buna rağmen Türkiyede böyle şeylerin olmaması ve Yabancıların Türkiyeden övgüyle bahsetmesi gibi şeyler var.

    Yani bence biraz şükretmek lazım

    Küresel şirketlerin merkezlerinde isyan çıkıyor, ama o şirketlerin pazar olarak kullandığı Türkiye'de bir şey yok. Nedenine gelirsek:

    -Devletin bizden aldığı vergiler şirketlerin kazançlarından daha fazla.(Bir araba şirketi her bir arabadan %20 civarı kar ederken devletimiz vergilerle %40-130 kar ediyor)
    -Onlardan daha kötü duruma düştüğümüz zamanlarda bile sokağa dökülemiyoruz.

    Kısacası şükredecek bir durum yok.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    Söyledikleriniz yanlış değil ama şöylede birşey var.Mesela bugün hemen hemen tüm avrupa ekonomik krizla boğuşuyor.yunanistan battı batacak.Dünyanın süper gücü kabul edilen abdde bile kriz var ayaklanmalar var.

    Buna rağmen Türkiyede böyle şeylerin olmaması ve Yabancıların Türkiyeden övgüyle bahsetmesi gibi şeyler var.

    Yani bence biraz şükretmek lazım

    Mesele bunun size nasıl yansıtıldığında.

    Şöyleki, Mr. Brown ABD'de yaşayan bir vatandaş. Evet, ülkesinde bir takım finansal sorunlar var. Mr. Brown isyan ediyor, haklı olarak. Çünkü devletin yanlışlarını halk ödememeli ve bir tepki verilmeli. Ancak O'nun tepki verdiği şey ülkesindeki kriz falan değil. Mr. Brown (örnek bir derecelendirme ile) 10 üzerinden 8.5 seviyesinde olan hayat standartlarının 8 yada 7.5 seviyesine inme olasılığına tepki gösteriyor. Bakın, olasılığına diyorum çünkü sosyal devlet anlayışı ile yönetilen gelişmiş ülkelerde hükümetler hatalarının bedelini önce kendilerinde, sonra finansın dev çarklarında ve en son halkta ararlar. Aynı sıralama ilede yaptırımlar uygulanır.

    Türkiye'de ise durum tam tersi. Bizdeki ortalama hayat standartları zaten 4 civarı yine aynı endekste. Ve ekonomideki aksaklıklar önce halka yükleniyor, yansıtılıyor. Sonuçta ne oluyor, zaten çok geride olan kalite dahada düşüyor.

    Avrupa'da da durum çok benzer. Avrupa'da işsizlik konusunda Türkiye'den daha kötü durumda olan tek ülke Ispanya'da bile o işsizlerin yaşam kalitesi Türkiye'deki pekçok çalışandan daha iyi durumda.

    Bunun yanında birde bizim medyamızın hemen hemen tek elde toplanmasının ve ekonomiye yada genel konjektüre ait olumsuz haber yapılamayışınında etkilerini belirtmek lazım. Anadolu Ajansının yeni CEO'su başa geldiği gün tüm çalışanlara şöyle bir genelde yolluyor: Eğer ekonomiye ve hükümete dair tek bir olumsuz haber yayınlanırsa bunu yapan muhabir ve çalışanların bu kurum ile tüm ilişiği kesilir! Aynı şeyler alenen söylenmesede hemen hemen tüm medya kuruluşları için geçerli bugün. Yani birileri öyle büyük bir propoganda yapıyorki, ABD yada Avrupa'da insanlar sanki açlıktan kırılıyor, kriz darmaduman etmiş onları, işsizlik bizdeki rakamların falan üzerine çıkmış ama Türkiye'de herşey güllük gülistanlıkmış gibi gösteriliyor. Sonrada sokaktaki vatandaş ahmet, kahvehanedeki osman amca yada köy muhtarı ayşe teyze düşünüyorki "Ülke çok iyi yönetiliyor demekki! Baksana adamlar krizde ama bizde tık yok!"

    Sormak lazım; işsizlikte dünyanın en kötü durumdaki 2-3 ülkesinden biriyken, cari açığımız her dönem kat ve kat artarken, dünyanın en pahalı akaryakıtı, eti ve iletişimi bu ülkedeyken, hayat standartları ve kalitesi konusunda yine en berbat durumdaki OECD ülkelerinden biriyken birazcık akıllı mantıklı düşünen adam çıkıpta "durumumuz ABD ve AB'den daha iyi" diyebilir mi?

    Şükretmek başka şey, kandırılmak bambaşka birşey!

    Lafım kesinlikle size değil; genele konuşuyorum: Bu ülkede insanların artık bilinçlenmesi lazım! Birşeyleri sorgulamayı öğrenmesi ve GERÇEK DÜNYANIN kendi önlerine sunulan pembe senaryolardan çok daha farklı olduğunu görebilmesi lazım! Özetle önce zihniyetlerimizin değişmesi lazım!

    Belki o zaman "çok kötü durumdalar" diye uyutulduğumuz ABD ve AB'nin yarısı kadar bile olsa hayat kalitelerine ulaşabiliriz.

    Selamlar...




  • Aslında konunun özünde bir arkadaşın da söylediği gibi "Şükretmek" fiili yatıyor. Şükretmeyi pratikteki ilk uygulama olarak seçmek demokrasiye uygun olmadığı gibi aslında insan doğasındaki mücadeleciliğe de uymuyor.

    Örnek vermek gerekirse;

    Krizle boğuştuğu söylenen ülkelerden İngiltere'de işsizlik oranı bizden çok daha düşük ve aslında istatistiki anlamda doğru olan veriler onlarda var. Hadi diyelim ki Türkiye'nin istatistiki verileri de doğru ve bundan yola çıkalım.

    İngiltere'de asgari ücret yıllık 22 bin doların biraz üzerinde ve 1 kg et ise yaklaşık 10 dolar.
    Türkiye'de asgari ücret yıllık yaklaşık 5750 dolar ve 1 kg et ise yaklaşık 13-15 dolar.
    Aynı şekilde Amerika Birleşik Devletleri'nde ya da gelişmiş toplumlarda yaşanan krizler, bu tür bir gelir seviyesinde cereyan ediyor.

    Onların hiçbiri şükretmediği, yeri geldiğinde isyan edebildiği ve karşı çıkabildiği için aslında gelişmiş toplum olma özelliklerine sahipler. Biz ve bizim gibi geri kalmış toplumlar ise herzaman devletin kendileri için bir üst kurum olduğunu, kendi varlıklarının ancak devlet var olduğu ve devleti memnun ettikleri sürece devam edeceğini düşünen bir mantık yapısına sahibiz.

    İnsanlar bundan 10 sene önce bizim ülkemizde aşevine ihtiyaç duymazken, bugün aşevi açılmasına şükrediyorlar. Burada bir yanlış var ve bu yanlışı düşünmek isyan etmeyi beraberinde getiriyor. İsyan etmek ise toplum olamamış toplumlar ve birey olamamış bireyler için hem yorucu hem de korkutucudur.

    Sanırım 2000 senesiydi, tam olarak tarihi hatırlamıyorum, Belçika'da bir sapık birkaç tane çocuğu öldürdü. Bu sapık aristokrat bir aileden gelen ve kral ile de bağlantısı olduğu söylenen bir adamdı. Bu adamla ilgili bazı dolaplar dönmeye başlayınca, nüfusu yaklaşık 10 milyon olan Belçika'da 3 milyon insan başkente yürüdü. Ölen çocuklar hiçbirinin yakını değildi ama toplum olmanın gereği olarak hem haksızlığa hepbirlikte itiraz ettiler, hem de kralın yakını da olsa kanun önünde kendileri ile eşitlikten kaçamayacağını gösterdiler.

    Bu olaydan birkaç yıl önce, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın oğlu ehliyetsiz bir şekilde araba kullanırken bir devlet sanatçısını öldürdü. Gazetelerde sadece 1 gün çıkan bu haber bir daha açılmamak üzere rafa kaldırıldı. Çocuk hapse girmedi ve yurtdışına okumaya gitti. Devlet sanatçısının ailesi susturuldu ve geriye hiçbirşey bırakılmadı. Şu anda bu durumdan haberdar olanlar vardır aramızda, en azından o zamanlar çocuk olmayanlar. Ve bu adam şu anda kanun çıkartma gücünü tek başına elinde tutuyor.

    Bu olay sonucunda ne bir yürüyüş oldu, ne de isyan çıktı. Biz toplum olarak güçlüyü sevdiğimiz için sesimiz çıkmadı. İşte aradaki farkın nedenlerinden biri de budur. Biz iktidarı severiz ve ona taparız. Sırf bu nedenle bile tepemize binen, kanımızı sömüren insanları savunmayı marifet olarak görürüz.

    Not: Yine birileri atlayıp "Nayır, nolamaz... Nhepsi yalannnnnnn!" diye bağırmadan önce internetten bahsettiğim iki olayı da araştırsın ve ondan sonra yüzü tutuyorsa bana insanların kanun önünde eşit olmamasının doğal olduğunu, bazı insanların katil olsa ya da adam öldürme suçunu işleyeni korusa bile başımızın üzerinde yeri olduğunu söylesin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: NovariX

    quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    Öyle değil işte.

    Herkes hiç değilse adamlar ekonomide dünyanın en büyük büyümesini yaptılar.Bu en küçük bir detay.


    Ekonomide büyüme halka refah artışı olarak yansıtılamıyorsa en basit tabiriyle bir hiçtir!
    İsterseniz %8 değil, %20 büyüsün ekonominiz; bunu halka indirgeyemediğiniz sürece en küçük bir anlam ifade etmez!

    Dünyanın hayat standartları en yüksek ülkelerinin yada daha açık konuşacak olursak sosyo-ekonomik dağılımı ve hayat kalitesi en iyi ülkelerinin o en büyük ekonomiler listesinde çoğu kez yer bulamadığını görebilirsiniz.

    Önemli olan ülkenizin ekonomik büyüklüğü değil, hayat standartlarınızın - bireysel özgürlüklerinizin ve sosyal haklarınızın gelişmişliğidir.

    Türkiye bu kriterler göz önüne alındığında genelde OECD ülkeleri arasında sondan 7. yada 8. ülke oluyor. Bu raporlar her sene açıklanıyor. Ve malesef birileri içeride yaptığı pembeleştirilmiş senaryolar uygulamasını OECD raporlarında uygulayamıyor.


    Söyledikleriniz yanlış değil ama şöylede birşey var.Mesela bugün hemen hemen tüm avrupa ekonomik krizla boğuşuyor.yunanistan battı batacak.Dünyanın süper gücü kabul edilen abdde bile kriz var ayaklanmalar var.

    Buna rağmen Türkiyede böyle şeylerin olmaması ve Yabancıların Türkiyeden övgüyle bahsetmesi gibi şeyler var.

    Yani bence biraz şükretmek lazım

    Bütün Avrupa ekonomik krizde falan degil, aglanan devletler var ve bunlar diger zengin Avrupa devletlerince ayakta tutulmaya calisiliyor. Krizle yüzyüze geldi denilen Italya'da vatandaslar hayat standartlarindan ödün vermek istemiyorlar. Köle olmaya niyetleri yok yani. Almanya'da ekonomik krizdeydi hesapta; bu ülkede yasayan ve Türkiye'yi sürekli takip eden bir birey olarak sosyal yardimlar hic aksamadan devam etti, insanlar paralarini kazandilar. Türkiye'den geldim buraya, orada da calistim, hic kimse cikip da bana sükretmek lazim demesin. Öyle haberlerde, pinpon topuyla hesaplanan enflasyon haberlerini dinlemekle olmuyor bu isler malesef. Cari acik icin yapilan "güncelleme"yi gözler nasil görmez; buna inanamiyorum!




  • Devlet i görseler bir üst kurum olarak yine iyi de ,aslında hükümeti ve üyelerini nerede ise peygamber gibi görenler var....
    çok yaygın üstelik...
    birçok insanda özellikle sağ görüşlü partilere oy veren bir kısım insanlarda " çalıyor ama işde yapıyor " zihniyeti yerleşmiş... umutsuz vaka....
    taptığı siyasetçinin elini cebinde yakalasa " benim iyiliğim için "" diyecek!
    konuyla ilgisi yok ama birde yanlış hatırlıyorsunuz galiba...
    98 yılında tayyip erdoğan ın oğlu sanatçı Sevim Tanürek e çarpıp öldürmüştü....
    sonra polisin tutanağındaki kusur oranı adli tıbbın bir dairesinin raporu ile değişiyor, oğul erdoğan tamamen suçsuz çıkıyor...daire başkanı sonra terfi ediyor falan.......
    ailenin iddiası ehliyet sanki 3 ay önce düzenlenmiş gibi hazırlanıyor, gerçi sonra şikayetleri geri alınmış nasıl olduysa...!
    kadir topbaşın yeğeni geçen sene sanırım, 2 kadına çarpıp yaralamıştı ...onla karıştırdınız...




  • Aslında benim bahsettiğim belediye başkanı ile sizin bahsettiğiniz başbakan aynı kişi. Ben sadece o zamanki görevinden dolayı o şekilde bahsettim.
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.