Şimdi Ara

Türkiye En Çok Çalışan ve En Mutsuz Ülke (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
79
Cevap
0
Favori
2.771
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    Ve yanlış anlaşılmasın ben asla zamları savunmam. Zam denilen meretten en çok iktidar rahatsız olur çünkü ona zarar verir. Olay gerçekçi olmak olayıdır. Bu ülkenin kaynakları belli, insanlarının çalışması, üretmesi ve tüketmesi belli, petrol veya doğalgaz zengini de değiliz. Ve bu ülkenin geçmişi, nasıl yönetildiği de belli. Dünyanın ekonomik krizle boğuştuğu bir dönemde bizim kamu açığımız 2,3 ve bu yıl sonu hedefi % 1. Peki diğer ülkelerde ne ? İngiltere'nin yüzde 10,4 ABD'nin yüzde 10,2 Japonya'nın yüzde 9,2 vs.vs.
    2002 yılında hazine ortalama yüzde 62,7 faiz oranıyla borçlanıyordu , 2010 yılında hazinenin borçlanma faizi yüzde 8,1'e düştü.
    2001 yılında milli gelirin yüzde 15,5'u düzeyinde olan kamu faiz ödemeleri, 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 4,6 seviyesine kadar geriledi.
    geçmişte bankalar batarken bugün bankacılık sektörümüzün ortalama sermaye yeterlilik oranı, yüzde 16,6 ile Avrupa ve ABD bankalarının kat kat üzerinde.Şu anda avrupa bankalarının sermaye yeterlilik oranı, yasal sınır olan yüzde 5 oranının altına düşmüş durumda.
    2010 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin kamu borç oranının yüzde 42,2 iken, Avrupa Birliği genelinde ise bu oranın yüzde 80.
    Imf borçları ile büyüdük ama 24 milyar usd ile devir alınan borç 2 sene sonra artık sıfırlanıyor.
    Ve hani konumuz zam ya. Vatandaş mağdur ya. çalışanlardan hep kesilen ama iç edilen 13,5 milyar tl parayı kim çalışana geri ödedi ? Parası bankalarda batan vatandaşa kim 9 milyar tl yi ödedi ? Bunlar kolay işler mi ?

    Ve tüm bunları görmeyeceksin ama bu ortamda lüks, keyfi tüketim maddelerinde fiyat güncellemesi yapıldığında şikayetçi olacaksın. Bu hiç gerçekçi değil.


    Ekonomi tartışılırken bunlar hep söyleniyor, ben galiba biraz cahilim ondan dolayı siz beni bilgilendirirseniz sevinirim.
    Kendimden örnek veriyorum. Kısmet olursa ileride doktor olucam.
    Şimdi krizle boğuşan, bizden 10 kat fazla bilmemne açığı olan, sermaye yeterlilik oranı bizden kat kat düşük olan ABD'de uzman doktor maaşı yıllık branşa göre 150.000$ ile 750000$ arası değişiyor. Bizde ise bunun aşağı yukarı 7 de biri falandır.
    Bu 7 de birlik az kazanca rağmen burda bir otomobil oradakinin 3 katı fiyatında. Çok üstünkörü bir hesapla arada 20 katlık bir alımgücü farkı var. Bu durum tabi ki üzücü bir durum.
    Siz yukarıdaki değerlere çok sevinmiş, çok mutlu olmuş gibi görünüyorsunuz. Onların hayatımıza ne gibi bir katkısı olacak, biz, hangi alanlarda; batan, isyan eden, çok kötü durumda olan amerikalı kardeşlerimizden daha rahat olacağız? Tam olarak yukarıdaki rakamlara bakıp neye sevinmem gerektiğini söylerseniz, ben de burda boşu boşuna üzülmüş olmam.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: metalheadjm

    quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    Ve yanlış anlaşılmasın ben asla zamları savunmam. Zam denilen meretten en çok iktidar rahatsız olur çünkü ona zarar verir. Olay gerçekçi olmak olayıdır. Bu ülkenin kaynakları belli, insanlarının çalışması, üretmesi ve tüketmesi belli, petrol veya doğalgaz zengini de değiliz. Ve bu ülkenin geçmişi, nasıl yönetildiği de belli. Dünyanın ekonomik krizle boğuştuğu bir dönemde bizim kamu açığımız 2,3 ve bu yıl sonu hedefi % 1. Peki diğer ülkelerde ne ? İngiltere'nin yüzde 10,4 ABD'nin yüzde 10,2 Japonya'nın yüzde 9,2 vs.vs.
    2002 yılında hazine ortalama yüzde 62,7 faiz oranıyla borçlanıyordu , 2010 yılında hazinenin borçlanma faizi yüzde 8,1'e düştü.
    2001 yılında milli gelirin yüzde 15,5'u düzeyinde olan kamu faiz ödemeleri, 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 4,6 seviyesine kadar geriledi.
    geçmişte bankalar batarken bugün bankacılık sektörümüzün ortalama sermaye yeterlilik oranı, yüzde 16,6 ile Avrupa ve ABD bankalarının kat kat üzerinde.Şu anda avrupa bankalarının sermaye yeterlilik oranı, yasal sınır olan yüzde 5 oranının altına düşmüş durumda.
    2010 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin kamu borç oranının yüzde 42,2 iken, Avrupa Birliği genelinde ise bu oranın yüzde 80.
    Imf borçları ile büyüdük ama 24 milyar usd ile devir alınan borç 2 sene sonra artık sıfırlanıyor.
    Ve hani konumuz zam ya. Vatandaş mağdur ya. çalışanlardan hep kesilen ama iç edilen 13,5 milyar tl parayı kim çalışana geri ödedi ? Parası bankalarda batan vatandaşa kim 9 milyar tl yi ödedi ? Bunlar kolay işler mi ?

    Ve tüm bunları görmeyeceksin ama bu ortamda lüks, keyfi tüketim maddelerinde fiyat güncellemesi yapıldığında şikayetçi olacaksın. Bu hiç gerçekçi değil.


    Ekonomi tartışılırken bunlar hep söyleniyor, ben galiba biraz cahilim ondan dolayı siz beni bilgilendirirseniz sevinirim.
    Kendimden örnek veriyorum. Kısmet olursa ileride doktor olucam.
    Şimdi krizle boğuşan, bizden 10 kat fazla bilmemne açığı olan, sermaye yeterlilik oranı bizden kat kat düşük olan ABD'de uzman doktor maaşı yıllık branşa göre 150.000$ ile 750000$ arası değişiyor. Bizde ise bunun aşağı yukarı 7 de biri falandır.
    Bu 7 de birlik az kazanca rağmen burda bir otomobil oradakinin 3 katı fiyatında. Çok üstünkörü bir hesapla arada 20 katlık bir alımgücü farkı var. Bu durum tabi ki üzücü bir durum.
    Siz yukarıdaki değerlere çok sevinmiş, çok mutlu olmuş gibi görünüyorsunuz. Onların hayatımıza ne gibi bir katkısı olacak, biz, hangi alanlarda; batan, isyan eden, çok kötü durumda olan amerikalı kardeşlerimizden daha rahat olacağız? Tam olarak yukarıdaki rakamlara bakıp neye sevinmem gerektiğini söylerseniz, ben de burda boşu boşuna üzülmüş olmam.

    ABD gibi dünyanın 1 numaralı ekonomik devi ile bizi karşılaştırıp üzülüyorsanız bence üzülmeye devam edin.
    Verilen rakamlar tespit edildiği zamana ait rakamlardır. Ama ABD ekonomisi bulunduğu noktaya nasıl gelmiştir, ölçeği nedir, vatandaşının refah düzeyi nedir bilmek lazım. Diyelim ki piyasanın çok prestijli, çok büyük ve iyi gelir dağıtan bir şirketisiniz. Ama son zamanlarda mali tablolalarınız bozulmaya başlamış. İşler eskisi gibi gitmiyor. Bu bozulan mali tablolar, azalan gelir ile bu şirket bir kaç günde mi çöker yoksa zaman içerisinde mi bu güzel tablo bozulur ? Bir bakarsınız yanlışları düzeltirsiniz, bir bakarsınız aynı kafayla devam eder 5-10 sene sonra artık dev bir firma olmazsınız. İş benim mutlu olduğum ve sizin yas tuttuğunuz bu güzel mali tabloları biz 30-40 senedir yaşasaydık bugün g7 içinde olurduk. Bu kadar basit. Siz son 5-10 senelik doğru ekonomi yönetimi ile uzun yılların skandal, köhnemiş, kitlerle, enflasyonla kavrulmuş yönetiminin bedelini ödeyip ABD olmayı umuyorsanız daha çok hayıflanmaya devam edebilirsiniz, bana ne faydası var diyebilirsiniz. Ve tersinden düşünün. O rakamların tam tersini yaşasanız ve asgari ücretle sadece 50 tane ekmek alacak olsanız ve hatta paranızla sıraya yazılarak kömür, benzin, gıda maddesi alıyor olsaydınız işte o zaman neye üzülüp neye sevineceğinizi daha gerçekçi düşünebilirdiniz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    quote:

    Orijinalden alıntı: metalheadjm

    quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    Ve yanlış anlaşılmasın ben asla zamları savunmam. Zam denilen meretten en çok iktidar rahatsız olur çünkü ona zarar verir. Olay gerçekçi olmak olayıdır. Bu ülkenin kaynakları belli, insanlarının çalışması, üretmesi ve tüketmesi belli, petrol veya doğalgaz zengini de değiliz. Ve bu ülkenin geçmişi, nasıl yönetildiği de belli. Dünyanın ekonomik krizle boğuştuğu bir dönemde bizim kamu açığımız 2,3 ve bu yıl sonu hedefi % 1. Peki diğer ülkelerde ne ? İngiltere'nin yüzde 10,4 ABD'nin yüzde 10,2 Japonya'nın yüzde 9,2 vs.vs.
    2002 yılında hazine ortalama yüzde 62,7 faiz oranıyla borçlanıyordu , 2010 yılında hazinenin borçlanma faizi yüzde 8,1'e düştü.
    2001 yılında milli gelirin yüzde 15,5'u düzeyinde olan kamu faiz ödemeleri, 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 4,6 seviyesine kadar geriledi.
    geçmişte bankalar batarken bugün bankacılık sektörümüzün ortalama sermaye yeterlilik oranı, yüzde 16,6 ile Avrupa ve ABD bankalarının kat kat üzerinde.Şu anda avrupa bankalarının sermaye yeterlilik oranı, yasal sınır olan yüzde 5 oranının altına düşmüş durumda.
    2010 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin kamu borç oranının yüzde 42,2 iken, Avrupa Birliği genelinde ise bu oranın yüzde 80.
    Imf borçları ile büyüdük ama 24 milyar usd ile devir alınan borç 2 sene sonra artık sıfırlanıyor.
    Ve hani konumuz zam ya. Vatandaş mağdur ya. çalışanlardan hep kesilen ama iç edilen 13,5 milyar tl parayı kim çalışana geri ödedi ? Parası bankalarda batan vatandaşa kim 9 milyar tl yi ödedi ? Bunlar kolay işler mi ?

    Ve tüm bunları görmeyeceksin ama bu ortamda lüks, keyfi tüketim maddelerinde fiyat güncellemesi yapıldığında şikayetçi olacaksın. Bu hiç gerçekçi değil.


    Ekonomi tartışılırken bunlar hep söyleniyor, ben galiba biraz cahilim ondan dolayı siz beni bilgilendirirseniz sevinirim.
    Kendimden örnek veriyorum. Kısmet olursa ileride doktor olucam.
    Şimdi krizle boğuşan, bizden 10 kat fazla bilmemne açığı olan, sermaye yeterlilik oranı bizden kat kat düşük olan ABD'de uzman doktor maaşı yıllık branşa göre 150.000$ ile 750000$ arası değişiyor. Bizde ise bunun aşağı yukarı 7 de biri falandır.
    Bu 7 de birlik az kazanca rağmen burda bir otomobil oradakinin 3 katı fiyatında. Çok üstünkörü bir hesapla arada 20 katlık bir alımgücü farkı var. Bu durum tabi ki üzücü bir durum.
    Siz yukarıdaki değerlere çok sevinmiş, çok mutlu olmuş gibi görünüyorsunuz. Onların hayatımıza ne gibi bir katkısı olacak, biz, hangi alanlarda; batan, isyan eden, çok kötü durumda olan amerikalı kardeşlerimizden daha rahat olacağız? Tam olarak yukarıdaki rakamlara bakıp neye sevinmem gerektiğini söylerseniz, ben de burda boşu boşuna üzülmüş olmam.

    ABD gibi dünyanın 1 numaralı ekonomik devi ile bizi karşılaştırıp üzülüyorsanız bence üzülmeye devam edin.
    Verilen rakamlar tespit edildiği zamana ait rakamlardır. Ama ABD ekonomisi bulunduğu noktaya nasıl gelmiştir, ölçeği nedir, vatandaşının refah düzeyi nedir bilmek lazım. Diyelim ki piyasanın çok prestijli, çok büyük ve iyi gelir dağıtan bir şirketisiniz. Ama son zamanlarda mali tablolalarınız bozulmaya başlamış. İşler eskisi gibi gitmiyor. Bu bozulan mali tablolar, azalan gelir ile bu şirket bir kaç günde mi çöker yoksa zaman içerisinde mi bu güzel tablo bozulur ? Bir bakarsınız yanlışları düzeltirsiniz, bir bakarsınız aynı kafayla devam eder 5-10 sene sonra artık dev bir firma olmazsınız. İş benim mutlu olduğum ve sizin yas tuttuğunuz bu güzel mali tabloları biz 30-40 senedir yaşasaydık bugün g7 içinde olurduk. Bu kadar basit. Siz son 5-10 senelik doğru ekonomi yönetimi ile uzun yılların skandal, köhnemiş, kitlerle, enflasyonla kavrulmuş yönetiminin bedelini ödeyip ABD olmayı umuyorsanız daha çok hayıflanmaya devam edebilirsiniz, bana ne faydası var diyebilirsiniz. Ve tersinden düşünün. O rakamların tam tersini yaşasanız ve asgari ücretle sadece 50 tane ekmek alacak olsanız ve hatta paranızla sıraya yazılarak kömür, benzin, gıda maddesi alıyor olsaydınız işte o zaman neye üzülüp neye sevineceğinizi daha gerçekçi düşünebilirdiniz.

    Türkiye'de son yıllarda üretime dayalı olarak tamamen bize ait bir faaliyet var mı? Demiri üretip motoru ithal ettiğimiz şeylerden bahsetmiyorum. Eğer yoksa bana büyümeden bahsetmeyin, halktan toplanan son derece ağır vergilerle ve özelleştirmelerle ayakta duran ekonomidir bu.

    Kalın yazdığım yere takılıp soruları es geçmezsek iyi olur



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kabuska -- 17 Ekim 2011; 18:52:20 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    ABD gibi dünyanın 1 numaralı ekonomik devi ile bizi karşılaştırıp üzülüyorsanız bence üzülmeye devam edin.
    Verilen rakamlar tespit edildiği zamana ait rakamlardır. Ama ABD ekonomisi bulunduğu noktaya nasıl gelmiştir, ölçeği nedir, vatandaşının refah düzeyi nedir bilmek lazım. Diyelim ki piyasanın çok prestijli, çok büyük ve iyi gelir dağıtan bir şirketisiniz. Ama son zamanlarda mali tablolalarınız bozulmaya başlamış. İşler eskisi gibi gitmiyor. Bu bozulan mali tablolar, azalan gelir ile bu şirket bir kaç günde mi çöker yoksa zaman içerisinde mi bu güzel tablo bozulur ? Bir bakarsınız yanlışları düzeltirsiniz, bir bakarsınız aynı kafayla devam eder 5-10 sene sonra artık dev bir firma olmazsınız. İş benim mutlu olduğum ve sizin yas tuttuğunuz bu güzel mali tabloları biz 30-40 senedir yaşasaydık bugün g7 içinde olurduk. Bu kadar basit. Siz son 5-10 senelik doğru ekonomi yönetimi ile uzun yılların skandal, köhnemiş, kitlerle, enflasyonla kavrulmuş yönetiminin bedelini ödeyip ABD olmayı umuyorsanız daha çok hayıflanmaya devam edebilirsiniz, bana ne faydası var diyebilirsiniz. Ve tersinden düşünün. O rakamların tam tersini yaşasanız ve asgari ücretle sadece 50 tane ekmek alacak olsanız ve hatta paranızla sıraya yazılarak kömür, benzin, gıda maddesi alıyor olsaydınız işte o zaman neye üzülüp neye sevineceğinizi daha gerçekçi düşünebilirdiniz.

    Sayin Chakra,

    Genel anlamdaki görüslerinizde, biraz da kendinize göre hakli olabilirsiniz. Ancak atladiginiz bir nokta var, arkadasimiz doktor olacak ve doktor olarak yasanan bir baska ülkeden söz etmis. Ekonomik parametrelerin degisimi her ne kadar üretime bagli olsa da bunun bir baska kolu olan egitime de deginmeden gecmek abesle istigal olur diye düsünüyorum.

    Bu baslikta da verdim örnegi aslinda. Yineleyeyim. Ekonomi, enflasyon tespitinde pinpon topu hesabi yapilarak iyi gösteriliyor. Siz ise mesajinizda karneyle yapilan alimlara atifta bulunmussunuz. Yanlis anlamayin, tatmin etmiyor beni bu sözler. Neden mi?

    Ben okumus bir birey olarak memleketimi ve onun yönetimini gelismis bir ülkeyle kiyasliyorum. O memleket bunlari nasil yapmis, nasil yapiyor, ne uyguluyor, nasil idare ediyor; kiyasliyorum. Siz mesajinizda müstakbel doktor arkadasimizin yaklasimini tebessümle karsilamissiniz, sürecten ve arkadasimizin ülkemizi kiyasladigi ABD'den dem vurarak. Ben de memleketimi, ikinci dünya savasindan agir yenilgiyle cikan ve savas süresince yaptigi yikimlar ve öldürdügü insanlar icin hali hazirda tazminat ödemeye devam eden ve üzerinde yasadigim Almanya'yla kiyaslayacagim; yine arkadasimizin yaptigi gibi kendi meslegim üzerinden.

    Ikinci dünya savasinin ardindan yikilan Almanya'da calismak üzere biliyorsunuz onbinlerce insan akin etti. Italyan'lar, Türk'ler, Yugoslav'lar, Polonyali'lar ve daha bircogu. Bu insanlar yillar boyu bu memlekette calisip para kazandilar, iyi de para kazandilar. Üstüne sosyal sistem kuruldu, daha dogrusu önceden yürüyen sosyal sistem devam ettirildi. Issize issizlik maasi, her ay düzenli ödenen cocuk parasi, kira yardimi ve benzeri sosyal yardimlar yapildi, yapilmaya da devam ediyor. (Issiz ve 2 cocuklu bir aile günümüzde devletten ayda 1600€ civari para alir.) Ayrica az önce de söyledigim gibi savastan ötürü olan borclar ve yikimlar karsilanmaya da devam ediyor. Tüm bu yüklerin altinda, hayvanciligi tikir tikir isleyen ve hayvan sevgisi cok iyi düzeyde olan 82 milyon nüfuslu bu memlekette sadece 5 veteriner fakültesi var. Türkiye'de?

    24.

    Gazi ve Rize'dekiler de acildiktan sonra 26 olacak.

    Almanya'da okuyan bir ögretmene kimse atanamadigi icin kötü söz söylemiyor söz gelimi. Ya da 5 yillik agir egitimi bitirmis bir veteriner issiz kalmiyor ya da telefoncuda calismak zorunda birakilmiyor. Pasalar gibi isini yapiyor, zira ihtiyac kadar okutuluyor, hem de cok iyi okutuluyor.

    Iste bu durumda hala cok iyi bilinen ekonomik parametrelere bakilmaksizin bakkal dükkani gibi fakülteler aciliyor ve egitime de zirnik koklatilmiyorsa milli gelirden, o zaman ben müstakbel doktor arkadasimi, meslektasimi desteklerim. Zira madem ABD yillar icinde istikrarliydi, ekonomisi "1 milyar mark" banknotunu görmüs Almanya'yla kiyaslamaya da sanirim gülmezsiniz.

    http://www.numismondo.com/pm/deu/deuP.S10201MilliardeMark18.10.1923BA.jpg

    Ben de su an o memlekette yasiyor ve meslegimi icra ediyorum. Malesef dönmeye de bu yüzden niyetim yok...




  • Merhaba;
    altta yazdıklarım yeni ve bilinmeyen konular değildir.Forum ortamında ne kadar olabilirse, yazmaya çalıştım.


    Ben 80'den sonra yaşanan tüm krizlerden herkes gibi kendi payıma düşeni aldım.
    2002 de Türkiye'nin durumu çok mu iyiydi,hayır berbattı.Ama şartlar bugünkünden iyiydi.
    Bankaların yarıdan fazlası yabancıların eline geçmiş,AB ortalaması %25'in altında.Sigorta sektörü deseniz benzer tablo.
    Özelleştirmeler sonucunda dışarıya her yıl net kaynak kaçıyor.Üretmiyoruz,dışarıdan borçlanarak alıp tüketiyoruz.
    Sanayiciler müteahhit oldu.Eczacıbaşı'nın inşaat işine soyunacağı kimin aklına gelirdi,ama oldu.
    2002 de devlet borçlu idi ,bugün özel sektör ve tüketici borçlu.Yani 2002 den daha kırılgan bir noktadayız
    Demokrasimizin kalite standardı mı arttı,hayır geriye gittik.
    Bugün öğrendim,Dumlupınar Üniversitesi'nde 30.000 öğrenci varmış ama 70 prof görev yapıyormuş bunların çoğu da tam mesaili değilmiş.
    Medyanın durumunu yazmak istemem çünkü insan yazarken dahi sinirleniyor.

    @webbie'nin anlatmaya çalıştığı gibi mevcut iktidar Derviş politikalarını üstlendiği için sandıktan çıkabildi.
    Bu politikalar GÜNCELLENEREK sürdürülüyor.
    Alternatif yok deniliyor.Eğer bir siyasi parti bu politikalara sahip çıkmıyorsa üstü çizilmiştir.
    Bu durum mevcut iktidar için de geçerlidir.Kendi çözümlerini uygulama kararı aldığı gün ipimiz dışarıdan çekilir ve kriz neymiş görürüz.
    Kendi reçetelerini yazabilir mi,gereken birikime sahip mi,o da ayrı bir konu.
    Biz bu politikalarla resmen kuşatıldık ve demokratik bir ortamda sürdürülebilirliği yok.
    Bu kuşatılmışlıktan nasıl çıkarız.Soru bu ama,Üniversitelerin susturulduğu bir Türkiye'de ne kadar konuşabiliriz,ne kadar yazabiliriz?...

    Doktor adayı arkadaşımızın yazdıklarının altında feryat yatıyor.Gerçekçi olduğunu ve üzülmediğini biliyorum,sadece isyan ediyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    quote:

    Orijinalden alıntı: metalheadjm

    quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    Ve yanlış anlaşılmasın ben asla zamları savunmam. Zam denilen meretten en çok iktidar rahatsız olur çünkü ona zarar verir. Olay gerçekçi olmak olayıdır. Bu ülkenin kaynakları belli, insanlarının çalışması, üretmesi ve tüketmesi belli, petrol veya doğalgaz zengini de değiliz. Ve bu ülkenin geçmişi, nasıl yönetildiği de belli. Dünyanın ekonomik krizle boğuştuğu bir dönemde bizim kamu açığımız 2,3 ve bu yıl sonu hedefi % 1. Peki diğer ülkelerde ne ? İngiltere'nin yüzde 10,4 ABD'nin yüzde 10,2 Japonya'nın yüzde 9,2 vs.vs.
    2002 yılında hazine ortalama yüzde 62,7 faiz oranıyla borçlanıyordu , 2010 yılında hazinenin borçlanma faizi yüzde 8,1'e düştü.
    2001 yılında milli gelirin yüzde 15,5'u düzeyinde olan kamu faiz ödemeleri, 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 4,6 seviyesine kadar geriledi.
    geçmişte bankalar batarken bugün bankacılık sektörümüzün ortalama sermaye yeterlilik oranı, yüzde 16,6 ile Avrupa ve ABD bankalarının kat kat üzerinde.Şu anda avrupa bankalarının sermaye yeterlilik oranı, yasal sınır olan yüzde 5 oranının altına düşmüş durumda.
    2010 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin kamu borç oranının yüzde 42,2 iken, Avrupa Birliği genelinde ise bu oranın yüzde 80.
    Imf borçları ile büyüdük ama 24 milyar usd ile devir alınan borç 2 sene sonra artık sıfırlanıyor.
    Ve hani konumuz zam ya. Vatandaş mağdur ya. çalışanlardan hep kesilen ama iç edilen 13,5 milyar tl parayı kim çalışana geri ödedi ? Parası bankalarda batan vatandaşa kim 9 milyar tl yi ödedi ? Bunlar kolay işler mi ?

    Ve tüm bunları görmeyeceksin ama bu ortamda lüks, keyfi tüketim maddelerinde fiyat güncellemesi yapıldığında şikayetçi olacaksın. Bu hiç gerçekçi değil.


    Ekonomi tartışılırken bunlar hep söyleniyor, ben galiba biraz cahilim ondan dolayı siz beni bilgilendirirseniz sevinirim.
    Kendimden örnek veriyorum. Kısmet olursa ileride doktor olucam.
    Şimdi krizle boğuşan, bizden 10 kat fazla bilmemne açığı olan, sermaye yeterlilik oranı bizden kat kat düşük olan ABD'de uzman doktor maaşı yıllık branşa göre 150.000$ ile 750000$ arası değişiyor. Bizde ise bunun aşağı yukarı 7 de biri falandır.
    Bu 7 de birlik az kazanca rağmen burda bir otomobil oradakinin 3 katı fiyatında. Çok üstünkörü bir hesapla arada 20 katlık bir alımgücü farkı var. Bu durum tabi ki üzücü bir durum.
    Siz yukarıdaki değerlere çok sevinmiş, çok mutlu olmuş gibi görünüyorsunuz. Onların hayatımıza ne gibi bir katkısı olacak, biz, hangi alanlarda; batan, isyan eden, çok kötü durumda olan amerikalı kardeşlerimizden daha rahat olacağız? Tam olarak yukarıdaki rakamlara bakıp neye sevinmem gerektiğini söylerseniz, ben de burda boşu boşuna üzülmüş olmam.

    ABD gibi dünyanın 1 numaralı ekonomik devi ile bizi karşılaştırıp üzülüyorsanız bence üzülmeye devam edin.
    Verilen rakamlar tespit edildiği zamana ait rakamlardır. Ama ABD ekonomisi bulunduğu noktaya nasıl gelmiştir, ölçeği nedir, vatandaşının refah düzeyi nedir bilmek lazım. Diyelim ki piyasanın çok prestijli, çok büyük ve iyi gelir dağıtan bir şirketisiniz. Ama son zamanlarda mali tablolalarınız bozulmaya başlamış. İşler eskisi gibi gitmiyor. Bu bozulan mali tablolar, azalan gelir ile bu şirket bir kaç günde mi çöker yoksa zaman içerisinde mi bu güzel tablo bozulur ? Bir bakarsınız yanlışları düzeltirsiniz, bir bakarsınız aynı kafayla devam eder 5-10 sene sonra artık dev bir firma olmazsınız. İş benim mutlu olduğum ve sizin yas tuttuğunuz bu güzel mali tabloları biz 30-40 senedir yaşasaydık bugün g7 içinde olurduk. Bu kadar basit. Siz son 5-10 senelik doğru ekonomi yönetimi ile uzun yılların skandal, köhnemiş, kitlerle, enflasyonla kavrulmuş yönetiminin bedelini ödeyip ABD olmayı umuyorsanız daha çok hayıflanmaya devam edebilirsiniz, bana ne faydası var diyebilirsiniz. Ve tersinden düşünün. O rakamların tam tersini yaşasanız ve asgari ücretle sadece 50 tane ekmek alacak olsanız ve hatta paranızla sıraya yazılarak kömür, benzin, gıda maddesi alıyor olsaydınız işte o zaman neye üzülüp neye sevineceğinizi daha gerçekçi düşünebilirdiniz.

    ABD gibi 1 numaralı ekonomik dev ile bizi karşılaştırmamın sebebi, karşılaştırmayı önce sizin yapmanızdı. Ben demiyorum ki durumumuz ABD gibi olsun. Siz örnek verdiniz, ABD'de kriz var bizde yok, ABD'De kamu açığı yüksek bizde düşük, banka sermaye yeterlilik oranı bizde yüksek onlarda düşük, yani ABD'den daha iyi gidiyormuşuz. Benim sorumu anlamayıp-anlamamazlıktan gelip- biraz demagoji yapmışsınız. Siz bu örnekleri verip ABD'den daha iyiyiz dediniz, ben de dedim ki "Sayın chakra, ben cahilim lütfen beni aydınlatın. Bu değerlerin burda iyi görünmesi, beni hangi açıdan ABD vatandaşlarından daha mutlu ya da daha avantajlı yapacak?"

    Bu güzel mali tabloları 30-40 sene yaşasaydık bugun g7 içinde olurduk demişsiniz. Öncelikle g7 ülkelerini düşünüyorum. Her ülkeden en az 5 tane dünya çapında çok büyük birer firma sayabilirim. Tüm dünyaya ithalat yapan. Onlar üretir, biz satın alırken; onların batıp bizim yukarı çıkmamız gibi bir şey bana pek de olası gelmiyor. Değil 30-40 yıl, 150 yıl boyunca bu rakamlar en düşük bizde olsun, herkes krize giriyor biz süper gidiyor olalım, üretim olmadıktan sonra g7 olabileceğimizi sanmıyorum.

    Ben bir günde ABD gibi olalım demiyorum. Ama bu rakamlar halkın refahına dair bir şey ifade ediyorsa en azından kademeli olarak artmalı refahımız değil mi? Diyelim ki bu güzel ekonomik rakamlardan biri, 1 senede % 2 olumlu artış gösterdi. O zaman diyelim ki ekim 2010 da 100 adet asgari ücret verip 2010 modelini aldığımız bir arabanın, ekim 2011 de 98 asgari ücret verip 2011 modelini alabilmeyiz değil mi? Böyle bir olumlu gelişme olmadığından, aksine gerileme olduğundan eminim. O yüzden örnek göstererek hesaplama gereği duymadım, isterseniz hesaplarım. Eğer diyorsanız hayır kardeşim öyle hemen olmaz, siz kendi içinizde çelişiyorsunuz. Yani ekim 17 2011 de bu haldeyiz, ekim 16 yı 17 ye bağlayan gece 2051 yılında birden almanya gibi olacağız? Ondan önce hiç bir olumlu gelişme olmayacak? Yani bir günde olacak yine.

    Karne olayına falan cevap vermeye luzum görmedim. İlk olarak, ben olayları zaman şartlarına göre değerlendiririm. "Süleyman Demirel döneminde kimsede iphone 3 yoktu, ama şimdi akp'nin mükemmel ekonomi politikasıyla herkesin iphone'u var" gibisinden bir cümle bana aşırı saçma geliyor. İkinci olarak da, ortada daha büyük bir yanlış olması, küçük yanlışı doğru yapmaz. 10 yıl önce a partisi varken günde 2 tabak dışkı yiyorsam, bugun b partisi günde 1 tabak dışkı yiyeceksin dedi diye, "eyiye gediyi eyiye" diyemem.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi metalheadjm -- 17 Ekim 2011; 22:08:27 >




  • Çok şey yazdım ama sildim. yanlış anlaşılacağını biliyorum.
    Sadece şunu yazayım; hep battık, bittik, sürünüyoruz, satıldık edebiyatı yapsam, ben de bu söylemlere ayak uydursam sanırım sizlerin sevimli, çok bilinçli sanal arkadaşınız olabilirdim. Ama benim yaşadığım Türkiye sizinkilerden farklı bir Türkiye. O nedenle görüşlerimiz çok farklı. Her zaman yazdığım gibi birbirimizi ikna edemeyiz, etmek zorunda da değiliz.

    Konuya son mesajımdır.
  • İnsan ortaya attığı iddiaları ispatlayıp kaçardı
  • ya sevin . Yada terkedin . başka ülkelere özeniyosanız gidin kardeşim.. Gidin almanyada çalışın orda burda çalışın. Davulun sesi uzaktan hoş gelir ama unutmayın. Herkeste bi begenmemezlik var. Önce bi sistemi kabullen sonra degistirmeye bakarsın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nk061

    ya sevin . Yada terkedin . başka ülkelere özeniyosanız gidin kardeşim.. Gidin almanyada çalışın orda burda çalışın. Davulun sesi uzaktan hoş gelir ama unutmayın. Herkeste bi begenmemezlik var. Önce bi sistemi kabullen sonra degistirmeye bakarsın.

    Ciddiye bile alinmaya degmeyecek bir yorum. Dogruyu görmezsen yanlisi düzeltemezsin arkadasim. Öyle ya sev ya terketle olmuyorr bu isler...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: nk061

    ya sevin . Yada terkedin . başka ülkelere özeniyosanız gidin kardeşim.. Gidin almanyada çalışın orda burda çalışın. Davulun sesi uzaktan hoş gelir ama unutmayın. Herkeste bi begenmemezlik var. Önce bi sistemi kabullen sonra degistirmeye bakarsın.

    Diğer ülkeler bu halkı kabul etse inanın T.C resmen boşalır.

    Bunu sizde biliyorsunuz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Serdar

    quote:

    Orijinalden alıntı: nk061

    ya sevin . Yada terkedin . başka ülkelere özeniyosanız gidin kardeşim.. Gidin almanyada çalışın orda burda çalışın. Davulun sesi uzaktan hoş gelir ama unutmayın. Herkeste bi begenmemezlik var. Önce bi sistemi kabullen sonra degistirmeye bakarsın.

    Ciddiye bile alinmaya degmeyecek bir yorum. Dogruyu görmezsen yanlisi düzeltemezsin arkadasim. Öyle ya sev ya terketle olmuyorr bu isler...

    Almanyaya gitmişsin ama aklın hala türkiyede ve türklerde, türk forumlarında dolaşıyosun, %90 çevre yapamadın oralarda, hep bi özlem içindesin, bunu bastırmak için türkiyeyi kötüleyen konulardasın hep. Aklınca oh iyiki gitmişim diyosun ama içinde hep bi ukte var, forumdaki yazılarından belli. Almanyada çevre yapan biri ne yapsın bu forumu...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1E1FC651D -- 18 Ekim 2011; 23:25:36 >




  • "ya sev ya terket" miş. sizin gibilere kalacaksa kimse gitmez zaten. bu topraklar işgal zamanında "ne yapalım bu da kaderimiz" demeyenler sayesinde kurtuldu. düşünmeyen, eleştirmeyen adam yok olmaya mahkumdur. hayvandan farkımıza var deriz, düşünme ve bilinç özelliğimiz olduğunu söyleriz ama kullanmaya korkarız. ne farkımız kaldı yerdeki ottan. farkını ortaya koy da dünya senin burda olduğunun farkına varsın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Halleluja

    quote:

    Orijinalden alıntı: Serdar

    quote:

    Orijinalden alıntı: nk061

    ya sevin . Yada terkedin . başka ülkelere özeniyosanız gidin kardeşim.. Gidin almanyada çalışın orda burda çalışın. Davulun sesi uzaktan hoş gelir ama unutmayın. Herkeste bi begenmemezlik var. Önce bi sistemi kabullen sonra degistirmeye bakarsın.

    Ciddiye bile alinmaya degmeyecek bir yorum. Dogruyu görmezsen yanlisi düzeltemezsin arkadasim. Öyle ya sev ya terketle olmuyorr bu isler...

    Almanyaya gitmişsin ama aklın hala türkiyede ve türklerde, türk forumlarında dolaşıyosun, %90 çevre yapamadın oralarda, hep bi özlem içindesin, bunu bastırmak için türkiyeyi kötüleyen konulardasın hep. Aklınca oh iyiki gitmişim diyosun ama içinde hep bi ukte var, forumdaki yazılarından belli. Almanyada çevre yapan biri ne yapsın bu forumu...

    1. Türk forumlarinda dolasmama engel mi var? 2005'ten beri bu foruma üyeyim, ister gelirim ister gelmem. Türk'üm neticede.
    2. Alman forumlarinda olmadigimi nereden biliyorsun?
    3. Cevre yapmadigimi nereden biliyorsun?

    Icimde birseyin ukte kalmasi gerekmiyor herhangi bir konuda yorum yapmak icin. Bilakis Türk olmak yeterli canim kardesim. Neticede ben o topraklarda dogdum, büyüdüm, okudum ve vatanimi da seviyorum. Ehil olmayan insanlar tarafindan yönetilmesi ve halkin "güncelleme" gibi ifadelerle acikca aptal yerine koyulmasi da hosuma gitmiyor; olay bundan ibaret.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: ertanunver

    "ya sev ya terket" miş. sizin gibilere kalacaksa kimse gitmez zaten. bu topraklar işgal zamanında "ne yapalım bu da kaderimiz" demeyenler sayesinde kurtuldu. düşünmeyen, eleştirmeyen adam yok olmaya mahkumdur. hayvandan farkımıza var deriz, düşünme ve bilinç özelliğimiz olduğunu söyleriz ama kullanmaya korkarız. ne farkımız kaldı yerdeki ottan. farkını ortaya koy da dünya senin burda olduğunun farkına varsın.

    yorumum olay oldu resmen.
    Güzel kardeşim önemli olan burda klavyeden laf yapmak degil. Önemli olan yükseklerde biyerde olup ülkeyi yönetme gücüne sahip olabilmek. Çok akıl veren insan en akılsız insandır derlerdide inanmazdım. Herkes akıl verir olmuş. Kimse -bence böyle arkadaslar- demiyo. Herkes -benim peşimden gelin havasında.- Burda oturup boş muhabbet etmekle Türkiye ileri gitmez..



    Konuya son mesajım. İyice saçmaladınız çünkü.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nk061


    quote:

    Orijinalden alıntı: ertanunver

    "ya sev ya terket" miş. sizin gibilere kalacaksa kimse gitmez zaten. bu topraklar işgal zamanında "ne yapalım bu da kaderimiz" demeyenler sayesinde kurtuldu. düşünmeyen, eleştirmeyen adam yok olmaya mahkumdur. hayvandan farkımıza var deriz, düşünme ve bilinç özelliğimiz olduğunu söyleriz ama kullanmaya korkarız. ne farkımız kaldı yerdeki ottan. farkını ortaya koy da dünya senin burda olduğunun farkına varsın.

    yorumum olay oldu resmen.
    Güzel kardeşim önemli olan burda klavyeden laf yapmak degil. Önemli olan yükseklerde biyerde olup ülkeyi yönetme gücüne sahip olabilmek. Çok akıl veren insan en akılsız insandır derlerdide inanmazdım. Herkes akıl verir olmuş. Kimse -bence böyle arkadaslar- demiyo. Herkes -benim peşimden gelin havasında.- Burda oturup boş muhabbet etmekle Türkiye ileri gitmez..



    Konuya son mesajım. İyice saçmaladınız çünkü.



    Hah iste olayin kopma noktasi burasi. Önemli olan yükseklerde olup ülkeyi yönetebilme gücüne sahip olmak degil, bizim ücüncü dünya ülkemizde oldugu gibi. Ülkemizin bu seviyede kalma sebebi bu cünkü. Önemli olan, ülkenin yetismis beyinlerinin yetistirilmis düsüncelerininin sesini yönetime tasimak, böylece olusturulacak düzgün sistemi halkin tabanina indirebilmek.

    Nerede bu vizyon hükümetiyle muhalefetiyle ya da "gencligiyle!" benim memleketimde????




  • cumhuriyeti ve demokrasiyi anlamamış, hala krallık ve padişahlık zihniyetinden kurtulamamak zaten bizim ülkenin problemi. 21. yüzyılda yaşıyoruz ama hala milletin devlet için var olduğu düşünülüyor.
  • iki "son mesajım" notu var,bu kötü bir sonuç.
    Kaçtılar gittiler diye düşünmek istemem, bunun üzerinden sevinmem.
    "Saçmaladınız" , "biribirimizi ikna edemeyiz" demek bir çözüm değil.
    Daha iyisini talep eden insanlara "talep etme,var olanla yetin" diyemediğniz için gidiyorsanız eğer bu çok daha kötü.

    Bu konu başlığındaki ortak payda şu:
    İnsan gibi yaşamak için doğru politikalarla ilerlemek istiyoruz.
    Razı değiliz,şükretmiyoruz.
    Domates alırken dahi seçiyoruz,seçmeyelim mi?
  • Gelişememizin sebebi kendimize değil özelleştirilmiş sermayelere ve çağın modern sömürge anlayışı olan ve abdnin kusursuz uyguladığı ekonomik ambargoya çalışmamızdır.

    Yani çalışıyoruz,doğru.Ama üretmek için değil,hizmeti sunmak için.Özelleştirmelere de zaten en baştan beri bu yüzden karşıydık biz..
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.