Şimdi Ara

Türkiye En Çok Çalışan ve En Mutsuz Ülke (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
79
Cevap
0
Favori
2.771
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: by_the_king

    quote:

    Orijinalden alıntı: 1881

    Artık ipin ucu kaçtı güzel ülkemde.
    Milletvekili denen insanlar azıttıkça azıtıyor, şımardıkça ödenekleri artıyor. Ama gariban (!) halkın sırtına semer vurulmaya devam ediliyor. Daha da garip olan aynı halk her ne hikmetse zamları dahi savunacak kafa yapısında.

    Cidden artık bu kafa yapısından utanmaya ve iğrenmeye başladım.

    keşke verseler herkese 10000 Tl demi

    Bu söylediğinin anlamsız olduğunu sen de biliyorsun.
    Milletvekiline binlerce lira para akıtmak sence normal öyle mi? Çünkü onlar çooook yoruluyor, çooook çalışıyor bizim için değil mi?





  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    Aslında benim bahsettiğim belediye başkanı ile sizin bahsettiğiniz başbakan aynı kişi. Ben sadece o zamanki görevinden dolayı o şekilde bahsettim.



    Evet doğru, yazıyı hızlı okuyunca kaçırmışım..
    aynı kişiyi ve zamanı söylüyormuşuz..
  • Merhabalar;

    Bazılarımız şükretmek sözünü çok rahat telafuz ediyorlar.
    Tercihini iktidardaki siyasi partiden yana kullananlar acaba şükretmek için mi oy veriyorlar?
    Önemli bir kesiminin böyle düşünmediğinden eminim.
    Başkalarının durumu bizimkinden daha beter diyerek şükredilmez.
    Ders çıkarılır,eksiklikler tamamlanır,yanlışların yerine doğruları konulur.
    Kaldı ki yukarıdaki mesajlarda Batı toplumlarının krizi nasıl algıladığı ve yaşadığı güzelce özetlenmiş.
    Onlar kazanımlarından kaybetmek istemiyorlar.
    Refah toplumu olmadığımız ve yıllardır kaybettiğimiz için daha iyisini talep etmeyi düşünemiyoruz.

    Ben şükretmem,çünkü biz monarşi ile yönetilmiyoruz.
    Daha iyi yönetilmeyi isterim,istemeliyiz.
    İstemiyorsak eğer bizde bir sorun var demektir.
    O takdirde birileri bu sorunumuzu kendi lehine gayet güzel kullanır,zaten kullanıyorlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: erom?


    ...
    Daha iyi yönetilmeyi isterim,istemeliyiz.
    İstemiyorsak eğer bizde bir sorun var demektir.
    ...

    Ne güzel yazmışsınız. Daha iyi yönetilmek herkesin hakkı. Hepimize "sizi kim daha iyi yönetir ?" diye soruyorlar, bizler de oy hakkımız ile tercihimizi kullanıyoruz. Herkesin tercihleri farklı olabilir ama çoğunluk seçenekler arasında kime tenezzül ederse o bizleri yönetir. Seçilen görevini düzgün mü yapmadı, kötü işler mi çıkardı ? Sandık yine vatandaşın önüne geldiğinde bu sefer daha iyi olduğununa inandığına oy verir. Demokrasi bu kadar güzel bir şey işte.
    Son 10 yıldır bu ülkede vatandaşın önüne defalarca sandık gitti ama tercihini değiştirmedi. Neden acaba ? Bunun cevabını yine kuzu resimleri ile veya "meeee" nidalarıyla verirseniz gerçeği analiz etmekten kaçarsınız, sadece kendinizi tatmin edersiniz ama sizi yönetenler değişmez ve bu halkın ekseriyeti en iyisi olduğununa inandığına oy atmaya devam eder.

    Hep sorduğum ama yanıt alamadığım bir soru var. Bu halk cahil, bu halk anlamıyor, bu halk koyun diyorsunuz ve sizin tercihlerinize katılmıyor diye aşağılıyorsunuz. Peki bu halk kime oy versin ? Kim şu son 10 yılda bizi yönetse daha iyi noktada olurduk ? Bu konunun içeriği olan zamlar olmazdı, enflasyon daha az olurdu, altyapıda, eğitimde, sağlıkta vs.vs. daha iyi noktada olurduk ?
    Kim yapardı bunu ?

    Ve yanlış anlaşılmasın ben asla zamları savunmam. Zam denilen meretten en çok iktidar rahatsız olur çünkü ona zarar verir. Olay gerçekçi olmak olayıdır. Bu ülkenin kaynakları belli, insanlarının çalışması, üretmesi ve tüketmesi belli, petrol veya doğalgaz zengini de değiliz. Ve bu ülkenin geçmişi, nasıl yönetildiği de belli. Dünyanın ekonomik krizle boğuştuğu bir dönemde bizim kamu açığımız 2,3 ve bu yıl sonu hedefi % 1. Peki diğer ülkelerde ne ? İngiltere'nin yüzde 10,4 ABD'nin yüzde 10,2 Japonya'nın yüzde 9,2 vs.vs.
    2002 yılında hazine ortalama yüzde 62,7 faiz oranıyla borçlanıyordu , 2010 yılında hazinenin borçlanma faizi yüzde 8,1'e düştü.
    2001 yılında milli gelirin yüzde 15,5'u düzeyinde olan kamu faiz ödemeleri, 2010 yılı sonu itibariyle yüzde 4,6 seviyesine kadar geriledi.
    geçmişte bankalar batarken bugün bankacılık sektörümüzün ortalama sermaye yeterlilik oranı, yüzde 16,6 ile Avrupa ve ABD bankalarının kat kat üzerinde.Şu anda avrupa bankalarının sermaye yeterlilik oranı, yasal sınır olan yüzde 5 oranının altına düşmüş durumda.
    2010 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin kamu borç oranının yüzde 42,2 iken, Avrupa Birliği genelinde ise bu oranın yüzde 80.
    Imf borçları ile büyüdük ama 24 milyar usd ile devir alınan borç 2 sene sonra artık sıfırlanıyor.
    Ve hani konumuz zam ya. Vatandaş mağdur ya. çalışanlardan hep kesilen ama iç edilen 13,5 milyar tl parayı kim çalışana geri ödedi ? Parası bankalarda batan vatandaşa kim 9 milyar tl yi ödedi ? Bunlar kolay işler mi ?

    Ve tüm bunları görmeyeceksin ama bu ortamda lüks, keyfi tüketim maddelerinde fiyat güncellemesi yapıldığında şikayetçi olacaksın. Bu hiç gerçekçi değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi chakra -- 16 Ekim 2011; 22:26:19 >




  • OECD birincisiyiz: Haftada 50 saatin üzerinde çalışanların oranı TR'de yüzde 45. En yakın ülke; Meksika yüzde 23, AB'de ise Fransa yüzde 8!

    Şöyle bir bilgiye rastladım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra
    Ve tüm bunları görmeyeceksin ama bu ortamda lüks, keyfi tüketim maddelerinde fiyat güncellemesi yapıldığında şikayetçi olacaksın. Bu hiç gerçekçi değil.

    Mesajin "fiyat güncellemesi" icermesine takildim Chakra. Cidden bunun zam oldugunu düsünmüyor musun?
  • @chakra doğru oturalım,doğru yazalım;

    Mesajımdan alıntı yaparak giriş yapmışsınız.
    Dolayısıyla koyun,kuzu,meee dokundurmalarını bana bağlamış oluyorsunuz.
    Bu konu başlığında bulunan herkes "ne koyunu, ne meee si" sorusunu haklı olarak size soracak.
    Ben de soracağım,nerden çıkardınız bunu.Doğru kişiye mesaj yazdığınızdan emin misiniz?

    Gelelim yazınızın diğer bölümlerine.
    "Sandık üç kez kondu ve her seferinde aynı parti iktidar oldu" demiş siniz.Evet oldu.
    Ancak bu netice sandığın bundan sonra önümüze konulmayacağı sonucunu çıkarmaz.
    Hiç bir parti kalıcı değildir,sandıkla nasıl geldilerse yine sandıkla giderler.Demokrasi budur.

    Daha iyisini kim yapardı sorunuzun cevabını ne siz ne de iktidar verebilir.
    Cevap sadece sandıktan çıkar.Demokrasi budur.

    "Yapılan zamları savunmam,zamlar en çok iktidara zarar verir" demişsiniz.
    Zamları bırakın iktidar savunsun,zarar muhasebesini de onlar yapsın.
    Ayrıca da ben yapılan zamlardan dolayı muhalefet kazançlı çıkar hesabı yapmam,iktidar zararlı çıkacak diye de sevinmem.
    Toplumun zarar göreceği bir uygulamadan medet ummam.Bu benim demokrasi ve insanlık anlayışımın bir gereğidir.

    Fiyat güncellemesi ifadesini duyduğum anda televizyonu kapattım.
    Zam yani fiyat artışı ne zaman fiyat güncellemesi oldu.
    Daha fazla yazmak istemem,çünkü insan kedini aptal yerine konulmuş hissediyor.

    Son olarak konunun başlığını iyi okuyunuz.Bu konu başlığının öznesi son yapılan zamlar değildir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Serdar

    quote:

    Orijinalden alıntı: chakra
    Ve tüm bunları görmeyeceksin ama bu ortamda lüks, keyfi tüketim maddelerinde fiyat güncellemesi yapıldığında şikayetçi olacaksın. Bu hiç gerçekçi değil.

    Mesajin "fiyat güncellemesi" icermesine takildim Chakra. Cidden bunun zam oldugunu düsünmüyor musun?

    Ötv oranı güncellemesi olduğu için o şekilde yazdım. Ama sonuçta fiyat arttırımına yol açıyor tabi ki zam da denilebilir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: erom?



    @chakra doğru oturalım,doğru yazalım;

    Mesajımdan alıntı yaparak giriş yapmışsınız.
    Dolayısıyla koyun,kuzu,meee dokundurmalarını bana bağlamış oluyorsunuz.
    Bu konu başlığında bulunan herkes "ne koyunu, ne meee si" sorusunu haklı olarak size soracak.
    Ben de soracağım,nerden çıkardınız bunu.Doğru kişiye mesaj yazdığınızdan emin misiniz?





    Silinmiş ama bu başlığa eklenen konu dışı bölümü kıvamında koyun resmi filan vardı. Siz eklediniz diye hatırlamışım, yanlışlık olduysa özür dilerim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: chakra

    quote:

    Orijinalden alıntı: erom?



    @chakra doğru oturalım,doğru yazalım;

    Mesajımdan alıntı yaparak giriş yapmışsınız.
    Dolayısıyla koyun,kuzu,meee dokundurmalarını bana bağlamış oluyorsunuz.
    Bu konu başlığında bulunan herkes "ne koyunu, ne meee si" sorusunu haklı olarak size soracak.
    Ben de soracağım,nerden çıkardınız bunu.Doğru kişiye mesaj yazdığınızdan emin misiniz?





    Silinmiş ama bu başlığa eklenen konu dışı bölümü kıvamında koyun resmi filan vardı. Siz eklediniz diye hatırlamışım, yanlışlık olduysa özür dilerim.


    O resim bu konu başlığına eklenmedi.Başka bir konu başlığında eklendi.
    Gönderen kişi daha sonra resmi geri çekti.O kişi ben değilim.

    Özürünüzü kabul ediyorum ancak şu uyarımı yapmak zorundayım.
    Konu ve kişi takibi dikkatsizliği affetmez.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: El Fuego

    Ergenekon tertibi muhterem. Sallamayınız



    İşinize gelmeyince o şu bu dersiniz bahanelerle yüzlerce muhalif hapislerde böyle benim ağzımı açtırma. Sen ne anlarsın, senin kültür seviyen ne ? Cahil yorumlarından anlasılıyor meyse seni tanıyor herkes trollüğü biliyor sus.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: serseri1325

    İşverenler daha fazla kazanmak için 2 kişilik işi 1 kişiye yüklüyorlar..Suç işverende değil,kontrol mekanizmasında..

    hayırlı olsun yeni üyeliğin..

    evet dediğin doğru, suç işverende değil. ne aıçıadan ama buna detaylı olarak bakmak lazım. ben şimdi kısa bir özet geçeceğim yine, çalışan yani işçi en alt katmanda yer aldığı için bu noktadn hareketle işverenin önüne çıkabilmek için işçi ki buna memuru, mühendisi, müdürü, takozu hepsi dahil bir silsile mi deniyordu neydi anlayın yani kapalı kapılar vardır. bu kapılara sendikayı da dahil edelim. her kapıyı açacaksın ve işverenin karşısına çıkacaksın. işverenin bir politikasdı vardır, çok iş az maaş. gerisini anlamaz, cebine girenin veya girecek olanın hesabını yapar. çok kazanır ama dudak büker, hesap üstüne yapar yapar yine çok kazanır ama aç gözlülüğü bir türlü bitmek bilmez. ee tepedeki böyle olunca, en üstten en alta doğru bir yansıma başlar. bir tablo da ben koyacaktım ama şimdi uğraşamayacağım bu saatte. en tepedekiler birbirlerinin ellerini öper, en sondakiler de poposundan tut taa en alt bölümde yer alanlar ise birbirlerinin ayağını öper şeklinde bir tablo şimdi işçi kime kızacak? işçi patrona kızar. doğru mu? yanlış. yani bu açıdan olaya bakıyoruz ve seni haklı konuma getiriyoruz ama geçici olarak. ne zaman iş veren parayı keser, o zaman en aşağıya doğru büyük bir gürültü yol almaya başlar. netekim kontrol mekanizması çöker. sorun şimdi kimde? işçide mi, yöneticilerde mi yoksa işverende mi yoksa devlette mi, yasalarda mı kimde...




  • şimdiki iktidar, genç ve cahil bir nüfus istiyor. genç nüfus çok olmalı, eğitim kalitesiz olmalı, üniversite okumayanların sayısı üniversite okuyanlardan 5-10 kat fazla olmalı,halk fakir olmalı.
    böylece halk,kandırılması kolay ve devlete muhtaç bir yapıda olacaktır.
    ayrıca özel sektör iş yapmamalı,sadece iktidara yakın kişiler rekabette öne geçmeli,böylece bütün para kaynakları kontrol altına alınmalı.
    bir partinin çok oy alması, işlerini çok düzgün yapıyor demek değildir.
    devlet belirli bir azınlığı eğitiyor, gerisini ise eğitmiyor.
    fen liseleri, anadolu liselerinde düzgün eğitim verip, çoğunluk liselerinde rezil bir eğitim veriyor.
    devlet libya'ya 300 milyon dolar yapabiliyor, fatih projesinde ise milyarlarca dolardan söz ediyor ama öğretmenleri atamıyor,okul sayısını arttırmıyor.
    tabi bunları yapmak için milletvekilleri çok çalışıyorlar ve 4 yılda emekli olabiliyorlar




  • Bir de bizde hükümetten şikayetçi olmak denince onu göndermek geliyor sadece akla. İktidarı desteklemek dendiğinde ise koşulsuz desteklemek. Oy verdiği partiye, kişiye ben sana oy verdim, seni ben seçtim bu yaptığın nedir demeyi bilmiyoruz. Sırf iktidara oy vermiş olduğu için sırf onu savunduğu için onun her yaptığı işi hoş gören bunu zorla bir mantık çerçevesine oturtmaya çalışanlar var. Yine aynı şekilde iktidarı desteklemediği için iktidarın yaptıklarını hiçe sayan, yokmuş gibi davranan ve zorla açığını arayan. Aslında farkında olsak bu ülke bizim, o hükümet bizim ve onları zorla da olsa yönlendirmeyi başarabilsek.

    Gerektiğinde meydanlara inip sesimizi duyurmayı komünistlik, komünizmi de utanılacak bir şey olarak görmekten vazgeçsek. Ülkenin genel duruşuyla değil bize sunduklarıyla sevinsek. Ülkenin genel itibarından çok, kendi yaşam kalitemizi düşünsek ne kadar güzel şeyler olacak.

    Bir de şöyle bir durum var kim ne kadar kabul etmek istemese de bu ülkedeki cahil ve her şeyden habersiz insan sayısı çok çok yüksek, bu demek değildir ki bu adam oy vermesin bu adam ciddiye alınmasın. Demokrasi diyorsak o adamı ciddiye alacağız elbette ki ama, o adamın cahil olduğunu görmezden gelmenin, boş bir hevesle reddetmenin de hiç gereği yok.

    Sabote edilmemiş bir başlık görünce açıkçası çok garipsedim, umarım bu düzeyde yazılarla devam eder.




  • @antonidas merhaba;

    milletvekilleri 4 değil 2 yılın sonunda emeklilik hakkını kazanırlar ...............
  • quote:

    Orijinalden alıntı: erom?


    @antonidas merhaba;

    milletvekilleri 4 değil 2 yılın sonunda emeklilik hakkını kazanırlar ...............

    2 değil 1

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kabuska


    quote:

    Orijinalden alıntı: erom?


    @antonidas merhaba;

    milletvekilleri 4 değil 2 yılın sonunda emeklilik hakkını kazanırlar ...............

    2 değil 1


    @Kabuska merhaba;

    TBMM'nin kendi web sayfasında bulamadım ....




  • quote:

    Orijinalden alıntı: erom?

    quote:

    Orijinalden alıntı: Kabuska


    quote:

    Orijinalden alıntı: erom?


    @antonidas merhaba;

    milletvekilleri 4 değil 2 yılın sonunda emeklilik hakkını kazanırlar ...............

    2 değil 1


    @Kabuska merhaba;

    TBMM'nin kendi web sayfasında bulamadım ....

    Geçen sene 1 yıla düşürülmüştü.




  • Öncelikle Chakra'nın sorduğu ama asla cevap alamadığı sorunun cevabını vereyim;
    Defalarca bu sorunun cevabı verildi bu forumda. Ekonomi politikalarının aslında şu anda iktidarda olan partiye ait olmadığını, tamamen bir önceki ithal bakanın Amerika'dan getirdiği politikalar olduğunu, bu politikaları uygulamaya yanaşmayan iktidarın varlığını sürdüremediğini ve onların yerine de Türkiye'de sadece sadece bir tek partinin bunu kabul ederek uyguladığını, üretimde artış olmamasına, tüketimde inanılmaz bir artış olmasına rağmen ekonomik şartların bir anda ve anlamsız bir şekilde düzeldiğini defalarca belirttik.

    Milattan önce ve milattan sonra kavramlarını "Benim iktidarımdan önce ve benim iktidarımdan sonra" diye ayırmak yerine, aslında şu anda uygulamada olan tüm ekonomi politikalarının sadece ve sadece Kemal Derviş tarafından getirildiğini öğrenmelisiniz artık. Bana göre zaten cumhuriyet tarihinin en büyük ayıpları bu politikalarla işlendi ama diyelim ki bunlar başarıdır, ama onları ortaya çıkaran da bu iktidar değildir. Derviş zamanındaki iktidar partileri bir gecede yok edildi. Yerlerine ise, bugün bazı insanların saf saf düşman sandıkları medya kuruluşları sayesinde bu politikaları uygulayacak tek parti getirildi. Hala birileri çıkıp Doğan Grubu'nu "Malum medya" olarak nitelendirmeye devam ederse, ciddiye alınacak hiçbir tarafları yok demektir. Doğan Medya, tarihindeki en büyük sıçramayı şu anki iktidar ile yapmıştır. En büyük ihalelerini şu anki iktidar döneminde almış ve tüm vergi cezalarını nasıl olduysa şu anki "düşman" iktidar döneminde ortadan kaldırtmıştır. Hatta bu iktidara karşı olan tüm yazarlarını da nedendir bilinmez, işten attırmıştır.

    Yukarıdaki yazıma bakıp, "E hani alternatif?" diye soracak olanlara cevabımı kısaltmam gerekirse, herkes aynı şekilde "başarılı" iktidar olabilir Türkiye'de. Çünkü ipler bizim elimizde değil, tamamen dışarıdakilerin elinde. "Türkiye bölgesel güç oldu" naraları da atmayın lütfen. Ürettiğiniz hiçbirşey yok, enerji kaynaklarınız çok kısıtlı ve finans sektörünüzün %80'ine yakını yabancıların ellerinde. Ama siz yine de güçlüsünüz, öyle mi?

    Bana bu iktidarın alternatifler arasında en iyi olduğunu savunan arkadaşlara tek bir sorum var ve aslında defalarca da sordum bu soruyu ve sanırım yine üzerinden atlanılarak konuşulmaya devam edilecek;

    Bir baba, oğlu kanunsuz bir şekilde insan öldürdüğünde kanunları devre dışı bırakabiliyor ve bu baba bu ülkenin kanunlarını yapma gücüne sahip. Aynı zamanda, devamlı olarak bu insanların ağızlarında "demokrasi, özgürlük" gibi kelimeler dolanıyor.

    Benim hakkımı bu adamlar mı koruyacak? Katilleri koruyan, sadece kendi yakınları olduğu için onların suçlarını kapatan insanlar mı demokrasiyi bize yaşatacak?

    Son sorum ise, oy verdiğiniz bu adamlar sizin gelir seviyenizi artırdı diye başka insanların ölümlerinin üzerlerini örtmelerine siz göz mü yumacaksınız? Yani yılan size dokunmadığı sürece sorun yok mu? Ve siz bir taraftan bunu savunup, diğer taraftan da müslüman olmayanların ahlaklarını mı tartışacaksınız?

    Konuyu fazla siyasete kaydırdım ve eğer yönetici arkadaşları rahatsız eden bir şekilde siyaset yaptıysam mesajımı silmelerinden rahatsız olmam. Sonuçta Türkiye'de artık sadece yazarlar ve akademisyenler terör örgütü kurmakla suçlanıyor ve burada da insanlar en tehlikeli şeyi yapmaya başladı; İktidarı eleştirmeye...




  • Merhabalar;

    -sandığın önümüze konuluşunu,öncesindeki çalışmaları,alternatifi,başarıyı,ipleri;
    -Derviş politikalarını ve bugüne nasıl taşındığını;
    -banka özelleştirmalerini AB ve Türkiye ortalamalarını;
    -sigorta sektörünün AB ve Türkiye'deki mevcut durumunu;
    -medyanın "özgürleştirilmesini" ,patronlarının duruşunu;
    -yargı,hukuk,demokrasi,özgürlükler;
    .
    .
    .
    bu konular konu başlığı içerisinde işlenebilir mi?
    Çok keyifli olurdu.
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.